DERİN SAVAŞ – 5
Ayhan SÖNMEZ
Beşinci Bölüm
Ordular elbette siyasî yansımalardan etkilenirler ve İkinci Dünya Savaşı hengamesinde bu Rusya için Stalinizm’di. Kızıl Ordu’nun ilk liderlerinin ve önde gelen teorisyenlerinin ekserisi, 1937-38’deki Stalinist tasfiyelerin kurbanı olacaktı. Bunların içinde en mühim şahsiyet Tukhachevsky’di. Tasfiye, düşmanlar, sabotajcılar, casuslar ve komplocular (gerçek veya hayalî) için genel bir av başlarken, bu vaziyet, bazı Sovyet yetkililerin kendi kariyerlerini ilerletmek için fırsat sundu. Düşük seviyeli, çapsız bir sürü memur yüksek makamları işgâl etti. Tukhachevsky de alt seviyeli bir memurun ihbar mektubu nedeniyle sorguya alınmıştı. Ancak bu ihbar mektubu onun da başını yaktı. Madem politbüroya, hassaten Staline bir komplo vardı, bundan haberi olduğuna göre o da işbirlikçiydi. Nihayetinde Tukhachevsky tutuklandı.
Tukhachevsky parti nezdinde zaten olağan şüpheliydi. Aile geçmişi aristokrattı, bu ona ayrı bir hava katıyordu. Erken yaşlarda general oldu. Yetenekliydi, modern savaş konularına hâkimdi. Komünistlere tepeden bakıyordu. Tüm bunlar komünistler için oldukça endişe vericiydi ve özellikle de subay sınıfının, doğası gereği karşı-devrimci tutumların tehditkâr seviyede üreme alanı olduğuna inanan Stalin için. Ona göre her generalin gönlünde bir Napolyon vardı.
Sovyet İstihbaratı NKVD, Tukhachevsky’i ağır bir sorguya aldı. İtirafı kendi kanına bulanmıştı. Kan lekeleri bugüne kadar sayfalarda kaldı.
Tukhachevsky’nin işlemediği suçlara dair itirafı, üst rütbeli askerlerin sistematik katline yol açtı. Faşizm için çalıştıklarını itiraf edene kadar Kızıl Ordu’nun neredeyse tüm kadrosu işkenceden geçirildi. 1937-38’de Kızıl Ordu’nun maruz kaldığı katliam hayret vericiydi. 144 bin personelden yaklaşık 30 bini görevden azledildi. Ancak tasfiyenin darbesiyle oluşan ağır hasar, Kızıl Ordu’nun en tepelerindeydi. En yüksek rütbelilerin yüzde 83’ü katledildi, hapsedildi ve sürgüne yollandı. Trajik ironi, elbette, ortada askerî bir komlo olmamasıydı, çünkü gerçekten böyle bir komplo olsaydı, askerî liderler kendi hayatlarını kurtarmak için, asıl o zaman bir darbe teşebbüsünde bulunurlardı. Öyle ya, sonuçta Kızıl Ordu, SSCB’de NKVD’ye karşı savaşabilecek ateş gücüne ve disiplinli hiyerarşiye sahip yegane kurumdu. Ama teşebbüs etmediler, zira rejime sadıktılar. Stalin onları katlederken kör bir kafa karışıklığı yaşıyordu. Tukhachevsky ile başladı katliam, onu nişansız namsız Moskova’nın dışında bir çukura gömdüler. O, Kızıl Ordu’nun kilit teorisyenlerinden biriydi. Onun ve diğer katledilenlerin faydalı askerî fikirleri de terkedildi. Yoğun düşüncelerin eseri olan “Derin Savaş Teorisi” de katledilmişti.