BAKANLIĞA SALDIRILDI DA KUMANDAN’A TELEGRAM SALDIRISI NE OLDU?

Alâaddin Bâki AYTEMİZ

Telegram nedir?

Olabildiğince kısa ve basite indirgeyerek şöyle izah edelim:

Uzaktan gönderilen elektronik sinyaller vasıtasıyla insanların beynindeki ilgili etkileşim sahasına tesir ederek, kişiyi manipüle etmek için kullanılan cihaz…

İnsan, beyne gönderilen sinyallerin burada algılanmasıyla görür, işitir, tadar, dokunur, koku alır, acı duyar, acıkır, doyar vs…

Yani öncelikle bedenin ilgili bölümünden beyne bir sinyal gönderilir; vücutta sinyal iletişimini sağlaya adeta kablolu bir ağ sistemi vardır. O gönderilen sinyali beyin alır ve çözümler… Göz, görmez. O bir mercek, kamera, görevi, görüntüyü alıp sinirler vasıtasıyla beyne ulaştırmak… Görüntü beyinde oluşuyor… Gözün aldığı görüntünün, sinyal olarak vücudun sinir sistemi vasıtasıyla beyne ulaştırılması yerine, görülmesi istenen şey, uzaktan sinyal olarak beyne gönderilirse, insan, bu gönderilen sinyali gözüyle gördüğü görüntü olarak algılar. Bunun gibi diğer organların yaptığı işlemler de manipüle edilerek, insanın gerçekte olmayan görüntüyü görmesi gibi, sesler duyması, kokular alması, acılar çekmesi vs sağlanabilir.

Yeni gelişen teknoloji, her insanın beyninde farklı frekanslarla çalışan görme, işitme, tatma, dokunma vs kısımlarının frekanslarını çözüyor. Çözülen bu frekanslar üzerinden kişiye hariçten bir sinyal gönderildiğinde, kişinin beyni hariçten gelen bu sinyal ile gönderilen kodu adeta vücudun kendi öz sisteminden gönderilmiş gibi çözüyor ve kodun muhtevasına göre, aslında olmayan bir şeyi görmeye, duymaya, tatmaya, koklamaya başlıyor. Bir yeri kesilmiş, parçalanmış gibi acı hissedebiliyor. Cihazı ellerinde tutanlar, hedef kişiye izsiz ve belgesiz istedikleri gibi 7-24 işkence yapabiliyor. Sevdiklerinin kendi aleyhine konuştukları kurgu diyaloglar dinletilebiliyor, en sevdikleri en olmadık görüntülerle, hâllerle gösterilebiliyor. (Not: Cihaz öncelikle Kemalistiz diyenlerin elindeydi. Ergenekon operasyonlarında n sonra Fetullahçılar devraldı. 15 Temmuz’dan sonra o kadro da değişti; tasfiyeciler, tasfiye ettikleri ekibin yerine geçerken Kumandan’ın katli bundan sonra gerçekleşti. Yani devlette güç odakları değişse de Kumandan’ın hedef alınması değişmedi. Bu bile tek başına bütün güç odaklarının, o Telegram cihazını ellerine veren emperyalizma ile işbirliği içinde çalıştıklarına delil olması bakımından gayet mühim.)

Kişinin vücut dengesi ile oynanıp kalp krizi, beyin kanaması geçirtmek vs gibi ölümcül saldırılar tertip edilebiliyor.

Kumandan Mirzabeyoğlu’na Telegram uygulanmaya başlandığında, (2000-2001 seneleri başlangıç) ilk gayeleri onu katletmek değildi. Bir taraftan cezaevindeki tecrit şartları altında tutulan ve çevresindeki insanlarla normal bir sosyal ilişki kurması mümkün olmayan Kumandan Mirzabeyoğlu, Telegram işkencesi ile yalnızlaştırılıp, bütün sevdikleri ve güvendikleri ile arasına şüphe tohumları ekilmeye çalışıldı. Bizlerin ağzından kurgulanan, Kumandan Mirzabeyoğlu aleyhine kurgulanmış çeşitli senaryolar dinletildi. “Bak senin en güvendiğim adamım dediğin, senin aleyhine neler diyor!” denilerek… Cinsiyet meseleleri de işin içine dahil ve daha nice iğrenç şeyler… Bütün bunlar Telegram’ı kullananların ne kadar ahlâksız olduğunu izâh edebilmek için gerekli şeyler.

Kumandan Mirzabeyoğlu yıllarca Telegram işkencesine maruz bırakıldıktan sonra yine Telegram yoluyla katledildi, şehid oldu.

Kumandan Mirzabeyoğlu, devletin bildiğini ama var veya yok diye bir açıklamada bulunmaktan kaçındığını belirttiği bu cihaz marifetiyle katledildi…

Mail kutumuza hâlâ Telegram saldırısına maruz kaldığını söyleyen kişilerin mesajları gelmeye devam etmekte. Mustafa Batu da bunlardan biri. Telegram’a maruz kalıp kalmadığın bilmiyoruz ama esasında lakayt değil de öyle görünmek işlerine geldiğinden, devletin konu karşısındaki lakayt gibi görünen tutumu neticesi insanlar yaşadıkları hâlleri izah edebilmek için tutunacak dal arıyorlar.

Nihayetinde ortada bir realite var:

Kumandan Mirzabeyoğlu Telegram marifetiyle ve faili malûm şekilde katledildi.

Ortada hukuksuz bir saldırı, bir terör eylemi, bir suikast var. Ondan önce de Ünsal Zor faili meçhul-malûm şekilde, Adımlar dergisine konan bomba ile katledilmişti…

Şimdi sağda solda operasyonlar yapılıyor, artık iyice büyüyüp rahatsızlık veren çeteciler hamamın namusunu temizlemek adına yakalanıyor ve akabinde de bugün İçişleri Bakanlığı’na saldırı yapılarak bomba patlatıldı ya, bu iç hesaplaşma mı, gidenin mi gelenin mi marifeti, sorumluluk kimin, bu tartışılıyor…

Önce Kumandan’a yapılan Telegram’ın hesabını verin, sorumluları ortaya çıkarın. Devlet içindeki çeteleşmenin kökeni Telegram’da yatmakta. Telegram ortaya çıkarılıp sorumlular hesaba çekilmeden devlet içindeki çeteler ve illegal yapılanmalar çözülemez. Telegram’ın üzerine gidilmedikten sonra, devlet içindeki bu operasyonlar, bu hesaplaşma, ak ve kara arasında bir temizlik mücadelesi değil, karaların saltanat kavgasından ibaret kalır.

Bomba patladı ya, hemen “sorumlu siyasettir, bakanlıktır!” filân diyorlar.

Haklılar.

Kumandan ve Ünsal katledildi. Sorumlusu siyasettir, en tepeden en alta AKP iktidarıdır, ülkenin güvenliğini sağlaması gerekenlerdir. Hesap vermeleri zaruridir.

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d