AKSA TUFANI’NDA SON DURUM
Hamas’ın iki hafta önce başlattığı Aksa Tufanı hurucu ile dünyada savaş konsepti ile birlike dünyanın gidişatı da artık değişti.
Bu iki hafta içinde İsrail beklemediği ölçüde kayıplar verirken, bütün Batı da israil’in arkasında saf oalrak İsrail katliamalrını deteklediklerini açıkça ortaya koyarken diğer yandan da AKP’ye artık safını seçmesi gerektiği yönünde ikâzlar da yapılmaya başlandı. AKP ise hâlâ arabuucu rolü ile işi idare edebilir miyim havasında.
Diğer yandan, Gazze’ye İsrail’in hava saldırıları ile katliamları devam ediyor. Hastane saldırısından sonra bir Ortadosk Rum kilisesini de vurarak yüze yakın sivili de orada katlettiler.
Hastane saldırısından sonra Mahmut Abbas, Sisi ve Kral Abdullah’ın Biden’le yapacakları toplantıyı iptal etmeleri, Biden’i reddetmek zorunda kalışları dikkat çeken bir diğer gelişmeydi. Öncesinde Suud Veliahtı Sabah’ın Blinken’i görüşmek üzere 8 saat bekletmiş olması da dikkattlerden kaçmamıştı.
Batı Şeria’da da işgâlcilerle Filsitinliler arasında çatışmalar yaşanmakta. İsrail’in bu çatışmaların belli bir seviyenin üzerine çıkmaması için gayret sarfettiği izlenimi mevcut. Esas hedef Gazze iken Batı Şeria’nın ateşinin beklenmedik derecede yükselmesini istemzler.
Hizbullah kuzeyde düşük yoğunluklu bir çatışma sürdürüyor. Daha çok İsrail’in gözetleme kuleleri ve radarlarını hedef alarak, muhtemel bir taarruz öncesi düşman hedefi yumuşatıcı ve tedbir almasını geciktirici bir perspektifle bunları yaptığı söylenebilir.
Dün, Yemen’den İsrail’e üç adet füze atıldı. Husiler daha önce söylemişlerdi. Atılan füzeler Amerikan gemisi tarafından vuruldu. Amerika İsril’e hava savunma hizmeti de sağlıyorlar. Tabi bu atışlar da muhtemel büyük taarruz öncesi yoklama olabilir.
Irak ve Suriye’deki Amerikan üslerinin ise milis güçler tarafından vurulma sıklığı artmaya başladı.
Amerika’nın Akdeniz’e yığdığı donanmaya karşılık Putin’in yaptığı, “bizim de füzelerimiz var!” hatırlatması Amerika için en ciddi teshditlerden biri olarak tecessüm etti.
Diğer yandan dünyanın çeşitli ülkelerinde İsrail’in katliamlarına karşı protesto gösterileri devam ediyor. İslâm ülkelerinin yanı sıra Almanya, İngiltere, Fransa, İspanya ve Amerika bu gösterilerin yapıldığı önemli Batı metropollerine ev sahipliği yapıyor. Polis göstericilere müdahale etmeye çalışsa da işler Batı’nın iç düzenine tesir edecek noktaya gelebilir. Kitle gösterilerinin yanında ferdi eylemler de gündeme gelmeye başladı.
Türkiye’de yapılan gösterilerde bir kişi şehid olurken bazı yaralılar da var ama dünya geneline bakıldığında Türkiye kitle gösterileri açısından en sönük katılımların yaşandığı ülkeler arasında. Türkiye İslâm âleminin liderliği misyonuna rağmen, AKP’nin arabuluculuk ihanet çizgisi sebebiyle gerekli hamleyi gerçekleştirememekte.
Gazze için samimi hislerle meydanlara dökülen tüm insanları selâmlarken, insanların öfkesini yansıtmasından korkarak onları pasifize etmeye çalışan münafık tipler de her zamanki gibi sahnedeki yerlerini aldılar ki Türkiye’nin dünyada en gerilerde kalmasında baş rolllerden birini oynuyorlar. Bunlar, güya lider pozisyonunda olan tipler. Biri çıkmış, “hadi fotoğraf çektirelim, İsrail’e gönderirsek bu fotoğrafı korkarlar” diye şaklabanlık ederken diğeri de “tükürsek tükrüğümüzde boğarız” diyor.
Tükürsene!
Ne bekliyorsun? Bunlar sahte bir olmuşluk havası ile insanları iğdiş etmeyi vazife edinmiş, vazifelendirilmişler… İsrail’in gizli dostları, ortakları…
Dünyada devam eden zulümlerin sebebi bizim adam olamamamız ya… Adam olmak, yani zulümlere gerçekten son vermek istiyorsak önce bu sahte olmuşlardan kurtulmamız gerekir. Bunlar, bu sahteler, ya herru, ya merru diyemezler. Ya hep ya hiç diyemeden de olabilmenin imkânı yok.