Ali Osman ZOR: KUMANDAN’I YÜRÜTMEK VE KUMANDAN’LA YÜRÜMEK

Takdim: İBDA Mimarı Kumandan Salih MİRZABEYOĞLU’nun TELEGRAM saldırısı sonucu suikastle vefâtının ardından, şehâdeti vesilesiyle ADIMLAR Platformu Genel Merkezi

“SOSYAL MEDYA”DA DİKKAT ÇEKENLER: “ELVERİR Kİ ALLAH OL DESİN”

Bugünden itibaren, “sosyal medya gerçekliği” içerisinde ifâde edilen bir takım hakikatlerin kaybolup gitmesine izin vermemek adına, internet sitemizde yayınlayacağız. Okunmaya değer gördüğümüz müsbet yazı ve yorumları, tek veya birçok değerlendirmeyi paylaşarak, yazarlarının “sosyal medya”daki ismiyle dikkatlerinize sunacağız. Bu çerçevede, son dönemde dikkatimizi çeken bir isim olan Serhat Oğuz’un değerlendirmesiyle başlıyoruz. ADIMLAR Dergisi “ELVERİR Kİ ALLAH OL DESİN” Meselenin özeti aşağıdaki şu satırlarda; “Siz, Demokrasi oyunu içinde kurduğunuz “çadır tiyatrosu”nun devamı için “seçim” adı altında Milleti oyalamaya, kandırmaya devam edin. Ama bilin ki yalanla, kandırmayla iş görme dönemi artık kapandı. Başkalarının tarafı ne olursa olsun, bizim tarafımız ne sizin ne de onların tarafı… Muradı kestirebilme gayreti içerisinde “taraf ilzam etmez olan” Kaim’in tarafındayız! Kaim’i bildiniz, değil mi? Sona yaklaşmakla beraber, Hesaplaşma bitmedi.” Sayın Ali Osman Zor’un kaleme aldığı düşünülmüş son yazısından yaptığım alıntı burada bitiyor… ŞİMDİ; Ülkenin yarısını “kâfir” ilan ederek Işid militanlarını bile hayrete düşüren, türübünde yerleştiği koltuktan bugüne kadar hiç kalkmayan, anlaşılıyor ki kalkmaya da artık niyeti olmayan, yapılan ve şahit olduğu her türlü kötülüğü ve pisliği unutmaya hazır ve unutmak için de hiçbir fırsatı kaçırmayan; oyuncunun kimini alkışlayan kimini de yuhalayan, maç bitince de zıbarıp yatan seyircinin yuhaları, sevincini ifade ettiğini zar zor anladığımız hırıltılı ağzı köpüklü bağırışları sadece, SOĞUKKANLILIĞINIZI bozmaması gereken tiksindirici malzemedir. Oyuncu tek tek buna değer vermez ve tiksinir ama, netsin neylesin bu oyun onun malzemeliğinde oynanmak zorunda. Tuttuğunuz tarafın aktif oyuncusu olarak sahadaysanız, mevzilendiğiniz bir cepheniz varsa, ancak o zaman faaliyetin doğrusundan ve yanlışından bahsedilebilir. Sahip olunan iktidar imkanları, yönlendirme ve susturma şeklinde sonuna kadar kullanılarak rızaların çalındığı bir seçimin neticesi, İktidarı fethetme niyetli fethedilmiş fatihleri moral olarak etkileyemez. Sadece getirdiği, götürdüğü ve bundan sonrası için değerlendirme mevzuudur. Enerjinizi seyirciye harcamayın; sizin değerlendirmeniz gereken, stratejiye bağlı bir anlayışla taktik olarak lif lif, unsur unsur çözmeniz icab eden ŞARTLAR ve diğer OYUNCULARDIR. Kendisini size çözüm olarak sunan MESELELER VE İHTİYAÇLAR ancak böyle tesbit edilebilir. Yeni ittifaklar böyle tesis edilirken, eskiler de aynı şekilde gözden geçirilir. Değişmeyen gündem maddemiz olan “İÇ OLUŞ” süreci yol kenarına oturmuş çekirdek çıtlayan seyircinin, sizi kızdırmak için çıkardığı kuru gürültüye feda edilmesin. Bazı yetkili ağızların ara ara ağızlarından kaçırdığı “otorite boşluğu yok, iktidar boşluğu yok,” ifadelerine dikkatini ver. Bir boşluk var ki “yok” deme ihtiyacı hissediyorlar. O boşluğu tespit edip doldurmak “yapılması gerekenin” ta kendisi. Hangi söylemle seçim kazanıldı ona dikkat et. Hissiyata tercüman olmasaydı toplumda karşılığı olmazdı. Bütünleşme, millilik,bağımsızlık, vatan severlik ve hepsinin temelinde din.. Kaos ve kriz korkusuyla mevcut iktidarın arkasında durma psikolojisini ise zaten biliyorsun. Onlar yalanla iş görebilir ama, söylem doğru. İşte boşluk buralarda aranmalı. Bu söylemin gereği yapılarak, göz önünde bu söyleme uygun yapı teşekkül ettirilmeli. Bunu ya yaparsın veya oyun dışı kalırsın. Neticesi belli olan bir seçimden dolayı seyirci kazanana sevinmiyor, buraya dikkat et, o senin delirmene seviniyor. Yoksa yarın herşeyi unutacak yine başlayacak ah Irak, vah Suriye, uf Afganistan, vay Filistin, aman Türkistan demeye.. Bu ahlara vahlara sebep olanı unutmuş, hatta onu desteklemiş olarak. Ortaya çıkan ve çıkacak olan vicdan azabını bastırmak için seni delirtmeye hatta, mümkünse kendisi gibi yapmaya çalışıyor. Oyuncuyken seyirci seviyesine ve ahmaklığına düşmek yok! Gevezeliğe pirim vermek yok! Biz avcıyız; Zihni dağıtmak, dağıtacak ahmağa pirim vermek yok, kaç ondan. Dikkati, kontrolü elden bırakmak yok. El yürekte, göz hedefte. “El verir ki Allah OL desin!” Sakin olmak hamle sahibi olmanın özelliklerindendir. Kaynak: