ÖLÜM ODASI -B YEDİ- (288) SALİH MİRZABEYOĞLU

ÖLÜM ODASI -B YEDİ- (288) SALİH MİRZABEYOĞLU

TAKDİMİMDE GİZLİ

(MEHDİ’Yİ HAMİL 10 SÜVARİ)

MUHAMMED bin Süleyman el-Mağribi er-Rudanî tarafından 15 muteber Hadîs kitabında ve muhtelif mevzularda geçen Hadîsler’in tekrarlarından kaçınılarak hazırlanan “Cemu’l Fevaid-Faydalı Şeylerin Toplanması” isimli eserde nakledilen ve Sadreddin Konevi Hazretleri’ne âit Fatiha Suresi Tefsiri isimli eserde, MEHDÎ hakkındaki HADİS: Tabi’ 10 İranlı Süvari hakkında “Allah’a yemin olsun ki, ben onların hepsinin isimlerini, babalarının isimlerini, kabilelerini, aşiretlerini ve atlarının rengini biliyorum!”

*

TALAİ’-Ceylân yavrusu. “Ceyl, yengeç”. Buzağının ayağına bağladıkları ip. Şahıs. (Şafak: Güneş doğmağa yakın zaman veya güneş battıktan sonraki alacakaranlık. Nahiye, “Allah’ın Hakîm ismi ve Şekil-Suret mertebesi ile ilgili bir kamer menzili”. Merhamet. Şahs. Harf, “başkasının mânâsı için yazılan”… İnsan sıfatının tecellisi; Hemze, Allah’ın “Mübdi’-Güzel Yaratan” ismi, İlk Kalem mertebesi, Kamer menzillerinden “Ceyl-Yengeç, Nath-Baş vuran, başını vuran” menzili): 50: TILAÎ-Sürülecek merhem, yağ ve ilâç. Maden parlatmakta kullanılan sıvı yaldız. Diş sarılığı, “rüya”. Hapis, “tutulmuş, sabit”.

*

TILAİ 10 İRANÎ-Mehdî’yi Hamil On Süvarî: 1322: ABRAN-Gözyaşı. Batı. Rumî. Demir. Tam teslim anlayış, hiddetli. Dua. Gri renk. (Gri renk, Yay Burcu ve Balık Burcu’nda görünen Müşteri yıldızı ile ilgili ve Allah’ın “Kahhar-Her üstünlüğün üstünde silici üstünlük” isminin nuruna işaret; bütün renklerin ötesindeki renksizliğe… Süryanice, Kusto: Yay. “Yakınlık. Bekleme müddeti. Hasret”… Yay Burcu: Unsuru Ateş, vücutta tesir yeri Uyluk ve Kalçalar, simya’da İbda’ safhası… Balık Burcu, unsuru Su, vücutta tesir yeri Ayaklar, simya’da Yansıtma safhası… Sırr: Ateş ve soğuk… Lâm harfi, Allah’ın Kahhar ismi, 3. Sema mertebesi, Kamer menzillerinden “Avva-Bir yıldız kümesi”ne işaret eder… Re harfi, Allah’ın “Musavvir-Tasvir eden” ismine, 5. Sema mertebesine, “Gafr-Örtmek, kapamak, sad” menziline işaret eder… Arnavutça, Gaffure: Yengeç… Sad: Yüz. Yüz sayıları. Uyku. Rûya)… TILAİ 10 İRANÎ. (İmâm-ı Rabbanî Hazretleri’nden Abdülhakîm Arvasî’ye kadar Hacegân silsilesi): 1321= 322: TILAİ “Trecsarto”. (Süryanice, Trecsarto: Onikilik… Süryanice, HDACESRE-Onbir: 278: Arvasî… Rüya’da, Saidi Nursi Hazretleri’nin bir cümlesi: 12 sığır yavrusundan biri, mucize beyanıdır… Onbir: On-Pîr… Yevmiye: “Elime bir genç geçti, Pîr geçti. Kendi geldi!”… İbranice, Pîr: Kuyu, maden ocağı, maden kuyusu… Onikinci!)… TILAİ “Csar Fores”. (Süryanice, Csar Fores-On İranlı: 611: Be harfinin en büyük ebcedi… Ve harfi, Allah’ın Lâtif ismi, Cinler mertebesi, Kamer menzillerinden “Mukaddem min-ed delal”e işaret eder; öne alınmış delile, Takdim’e… Derviş Muhammed: 612= 1611: Csar Fores-On İranlı… Süryanice, Cesro İranoyo-On İranlı: 544: DMS-Derviş Muhammed Semerkandi-442 mührü. “En küçük ebcedle”… Süryanice, Sorugo-Semerci: 278: Arvasî… Süryanice, Qesoro-Gök Mavisi. “Kelime-i Tevhid’in nuruna işaret eder ve Utarid-İkizler yıldızı ile ilgilidir”: 278: Rahman Sûresi 19. âyet. “Noktasız harfler”… Süryanice, Qeryono-Okuma. “Gizliye merak”: 278: Svoro-Süryanice, “Baş dönmesi”… Dedi ki: “Ben Allah’ın beklenmedik —hiç sebebsiz, Vehbi— tecellilerine aşıkım. 40 yıl var ki, böyle bir tecelliyi beklemekteyim!”… Arvasî: 278: Arbcinoyo-Süryanice, “Kırk”… Efendi Hazretleri’nin vefatı ve Büyük Doğu’nun çıkışı 1943… 1983’de Üstadım’ın vefatı… Seyyid Abdülhakîm Arvasî + Necib Fazıl Kısakürek: 1983: İzzet Mirzabeyoğlu): 1062: MEHDİ… TILAİ 10 İRANÎ: 1322: TILAÎ “İki Kutvanî Aba”… Süryanice, HELMONOYO-Rüyâ gibi. (İbranice, Ot-Harf: 1406: Nhoşo Hugoyo-Süryanice, “Bakır Halka”… Haly-Ot biçmek: 640: Muktela’-Kökünden koparılmış. Kökünden koparan… Meşrık-Güneş doğacak cihet. Gündoğusu. Doğu. Kış vakti güneşe karşı oturulacak yer. Tövbe kapısının adı: 640: Hayl-At. Murad, At sürüsü. Yardıma gelen atlar sürüsü. Düşünmek, hıfz etmek… Mücarat-Yürümekte yarışmış: 1645: Hayyale-Fikir sahibleri): 154: MEHDÎ MUHAMMED.

 

FİİL CİNİ – CİN FİİLİ

Hayat suya işledi ve her şey sudan yaratıldı; hayat harekettir ve bu bakımdan da canlı olmayan hiçbir şey yoktur. Kâinatta gizli ve açık ne varsa, İnsanın zâhir ve bâtın olarak özünde bulunan, bilip bilmedikleri de mümkün olma özelliğiyle istidad hâlinde onda bulunandır… Genel olarak “Cin-Gizli”, görülmeyen varlıklar demek; görülen varlıkların, görünmeyen tarafları da… Cin, “dünya çapında bir hâdise”dir; cismanî mahiyeti “Esir maddesinden olan kalbin zâhiri madde âlemine ve bâtını mânâ âlemine bakar dendiğinde, bütün mahlûkatın cisim olması ve cismin de ilk madde “Esir” ile bilinir olduğu anlaşılır. Mahlukat, sudan yaratılmış esirden; ve ondan da mahlukatı meydana getiren dört unsur, “Ateş, toprak, hava, su”… Herşey, galibine yönelir meselâ insanda galib olan toprak, ondan sonra su olduğundan, insan görünür (mer’i) varlıktır. Beden ifâde ettiğinden, sair hayvanlar da… Hayvan “hay-hayat” kökünden geldiği için, her şey kendi mertebesinde galibine tâbi canlılıkta… İnsanlar gibi teklife muhatab, nefs ve akıl sahibi Cinler, nefs sahibi hayvanlarla insanlar arasındaki bir varlık mertebesindedirler… Dört unsurdan Ateş, Esir’in temsilcisi ve Su hebanın… Cinler’de galib unsur Ateş ve sonra Hava; Ateşi Esir’e benzeyen. Cinler’in görünmez varlık oluşları da bu yüzden. Hava da Heba benzeridir… Esir’in nuranî cihetinden melek, zulmanî cihetinden de nefs sahibi Cin yaratılmıştır. Hava ve Ateş görünmez; bizim gördüğümüz Ateş, katılaşmış su ile karışık olduğundan görünür bir şekil alıyor. Melek ve Cin arasında, menşe’ itibariyle münasebet vardır; Melek’te galib olan Nur, Cin’de galib olan “Nar-Ateş”… Melek’le Cin’in münasebeti, İnsan’la Hayvan münasebeti gibi; bu, İnsan nefsi’nin Beden’e bakan yönüyle Ruhî yönü, Akıl ve Ruh kutubları münasebetini hatırlatıyor. İnsan nefsi cinnin, -gizlinin- iki yönü; hissin iki yönü… Nefs, zâtiyle, Ruh’un mukabili -zıddı- olmakla zulmanîdir; Beden’e dönük yonü AkIî ve Aklî taraf ruhî tarafa meyilli. Cin kökünden “Cenanî”, gönülle ilgili olarak, “Kalbim” demek. Ruh, nefsle asıl oldu ve yeri kalbteki kan noktalarında. Akıldan gönüle ve Ruhîlikten, Ruhçuluğun hakikatine bağlı olmak; galibine tâbiiyet böyle… Ruhçuluğun hakikati bir zorunluluk, tâbii olup olmama da iradî seçimle ilgili; hâliyle, iradî seçimi inkâr olanlar da, isteseler de istemeseler de, galib olan zorunluluğa bağlı. Allah’ın kulu ve Resûlü’nün insanlık kadrosu olarak. Cinler de… Cinlerin hem İnsan, hem Meleklerle görüşmeleri olduğu; danışmaları, şiir söylemeleri, akıl vermeleri vesaire… Kendi aralarında ve İnsanla dalaşmaları, hasta etmeleri. Sokrat’ın, “insan ihtiyarlarken, ruhu gençleşir!” demesi gibi, Cin’in ihtiyarladığında Çocuk gibi oluşu ve ölünce toprakta gaybı.

*

LEVHA: 12 Ocak 1990… Biri arkadan boynuma kolunu dolamış… Uyanıyorum ama bir türlü yataktan kalkamıyorum… Şuurum yerinde… Elini ısırıyorum, parmağını ısırıyorum, ama nafile… Görünmez bir mahlûk… Isırırken, acaba hayâl veya rüyâ olmasın diye dişlerimle yokluyorum; hayır, bayağı birini ısırıyorum… Bunun üzerine ona, “Sen cin misin?” diye soruyorum… “Evet, fiil ciniyim!” diyor… FİİL… Demek o yüzden görünmüyor… Kalkınca, yeni bitmiş çok geniş ve boş bir evde olduğumu görüyorum… Sessizliğin de verdiği tedirginlik içinde bir odanın tuvalet camı gibi tepedeki camından bir çocuğu görüyorum ve oradan içeri girebileceklerini düşünüyorum!

*

Süryanice, MELTO: Fiil… MELTO: Kelime… MELTO: Lûgat. Kâinat nizamı… MELTO-Fikir: 477: İZZET. (Levha: 5 Mayıs 1988… Üstadım, yanında yaşlı bir adam, Ahmed Güvenli ve ben… Ben helâdayken, yaşlı adam Üstadım’a, “senin yazında…” diye onun feyzine dair bir şey söylüyor… Ben de kendi kitablarım kasdıyla, “efendim, bir kıymet varsa, sizin feyzinizle oluyor; buna inanıyorum!” diyorum… Üstadım da nazlı tasdik edasıyla “eee işte!” diyor… Ben elimi yıkamaya davranıyorum… Bu sırada yaşlı adam benim sözümü destekliyor ve “bizim için fikir, İzzet’in!” diye methediyor… Levha: 12 Mart 1989… Üstadım’ın elinde, sayfalarını numaraladığı bir defter… Benim “Tilki Günlüğü” gibi… Ama o rüyâları değil, sadece günlük hâdiseleri yazıyormuş… Bana, “senin yazdıklarında kendimi buluyorum!” diyor.)

*

Süryanice, MELTO DAVYO-Fiil Cini. (Davyo-Cin: 27: Havayo-İbranice, “Var olmak”… Süryanice, Hezvo-Suret: 1027: Hevyo-Süryanice, “Yılan”… Süryanice, Folotin Malyo Fardoyso-Dolmabahçe Sarayı: 1027: Hakk-Maden üzerine yazı işleme): 504: RÜŞD-Hayra isabet etmek. İstikamette olmak… MELTO RUHO BİŞTO-Süryanice, “Fiil Cini”. (Ruho Bişto-Cin: 1036: Hvoyo-Süryanice, “Silsile”… Süryanice, Qocuyo-Müjdeci: 1036: GIo-Süryanice, “Beyan”… Süryanice, Dhuqyo-Reddetmek: 36: Lo-Süryanice, “Yok”… Levha: 24 Mayıs 1982… Çalkantılı ve muztarib değil de, belirsizliğe bakmanın karışık duyguları içinde, ipe un sermenin yorgunluğundasınız… Kafanızda kelimeler köşe kapmaca oynarken, mayışıyorsunuz, tükeniyorsunuz, bitiyorsunuz, sızıyorsun uz… Birdenbire bir ses: “Var-yok 126 tamam!”… Sıçrayarak uyandım… Var + Yok: 323: Malyo Bogo Cal Kusoyo-Süryanice, “Dolmabahçe içinde gizli”… Süryanice, Merhbono-Müthiş: 1323: Biş Gado-Süryanice, “Mukadder”. Tâyin ve tesbit edilmiş olan. Beğenilmiş. Sözün gelişinden belli. Yazılmış olan… Süryanice, Elforo-Gemi Kaptanı. Süvari: 1322: Tılai Tracserto-Tılai Onikilik… Bişi-FazIadan, taşkın: 1322: Ahmed Turhanî-Battal Gazi döneminde Bizans komutanı ve onunla savaşmış, sonra Müslüman olup onunla sıkı arkadaş olmuş ve Müslüman ordusu Komutanlar’ından biri olarak Bizanslılar’la savaşıp Dolmabahçe Sarayı’nın henüz olmadığı bir zamanda orada şehid düşmüş bir kahraman… Gusto Müslüman: Mirzabeyoğlu… Salih: 126: Nineteen Nineteen-İngilizce, “1919” sayısı… Levha: 8 EylüI 1987… Biri bana 1919 yılının İngilizce söylenişini soruyor… Akad dilinde, İsqippum-Şuşo. Yere sızan yağmur damlası. Meyan kökü. Miyan kökü. Beyin kökü: 1126: Etenğes Derviş Muhammed-Şehîd Derviş Muhammed. MQADMUT HZOTO-Basiret, ihtiyat, tedbir, önünü görmek: 1923: Ahmed Turhanî… İbranice, Patsats-Patlatıcı, infilâk ettirici: 924: Mettavdyono-Süryanice, “Emin!”… Üstadım!): 959: VARİS KUMANDAN… QEŞAT ROMO-Süryanice, “Gökkuşağı”. Yedi renk: 924: BUKNO ROMO FULUTİYA-Süryanice, “Başyücelik Devleti”.

*

Süryanice, CBODO DAVYO-Fiil Cini: 1048: GMAZA- Süryanice, “Kızmak”. (Hadîd-Çabuk kavrayışlı, keskin, öfkeli, hiddetli, titiz. Demir, çelik, sert ve kavi olan. Hudud komşusu: 27: Havayo-Süryanice, “Var olmak”… İbranice, Havay-Hayat tarzı: 26: Dibace-Mukaddime, başlangıç, takdim. “Dünya Çapında Bir Hâdise”… Kade-Yardımcı fillerdendir. Cümlede ifâde edilen hükmün yaklaştığını haber verir: 26: Beyyahe-Balık ağı… Süryanice, Gufo-Balık ağı: 1092: Sed Hdude-Süryanice, “Yanyana”… Seyyid Abdülhakîm Arvasi + Seyyid Fehim Arvasi: 1092: Afudo-İbranice, “Hırka”. Sıfat. Fiil… İbranice, Kivan-İstikamet, yön: 1092: Segel-İbranice, “Kadro”… İbranice, Napah-Madenci: 62: Mehdî… Zı harfi, Allah’ın Azîz ismi, Madenler mertebesi)

*

Süryanice, RUHO BİŞTO NEBHONOYO-Fiil Cini. (Nebhonoyo-Fiil: 139: Saydale-Eczahâne. Esrarengiz güç): 1077= 78: HAKÎM… İBDA: 78: FURSA DA’MCADRONUTO-Süryanice, “Tedbir, basiret, ihtiyat, önünü görmek”… Süryanice, RUHO FRAKSİS-Fiil Cini: 1731: ABDULHAKÎM KOLTUĞU… Süryanice, DAFRONO MESTACRONUTO-Fiil Cini: 1479: KURFO GEFO-Süryanice, “Kanatlı Yılan”. (Levha: 22 Ocak 1986… Eskişehir’deki sokağımızın karşısına düşen çayır… Birkaç çocuk, suyun kıyısında oynuyor ve suya giriyorlar… Orada iki lağım akarken!.. Ve biri, kardeşim Faik’e benziyor!.. Karşı kıyıdan onlara, suya girmemelerini söylüyorum… Lağımın biri akmıyormuş; öyle diyorlar… Bu sırada bizim kıyıdan büyük birşey kayarak suya iniyor ve su karışıyor… YILAN olabileceğini düşünerek, onları uyarmak istiyorum… YILAN, kuş gibi kanatlarını iki yana doğru açmış, uçuşa geçiyor… Aaa!.. Yanlamasına havalanıyor ve dev kanatlarıyla, küçük bir uçak kadar büyük!.. Peşinden koşuyorum; yere iniş yapar gibi olduğu kesimde, yine küçük bir uçak büyüklüğünde, bir balık!)… Süryanice, QFİSO HUŞOBO-Mücerret Fikir. (QFİSO-Mücerred: 151: Derviş Muhammed… Huşobo-Fikir: 177: Kan-Ruh; insanda ve nefs ile kaim… İbranice, Saeculum-Yüzyıl: 177: Malko-Süryanice, Hakan. Hükümdar): 479: QUNDUTO-Süryanice, “Gök mavisi”. Kelime-i Tevhid nuruna işaret eder… Süryanice, RUHO BİŞTO MESTACRONUTO-Fiil Cini: 2070: MÜSELLES-Üç. Üçlü. Üçgen… BİNEK-Gözbebeği: 72: BİNEK-İdrak… Süryanice, HUNBO-Balta. Keskin, kesen. İslâma muhat ab anlayış. Put kıran put, tecrid: 72: SPİ- Kürtçe, “Bit”…

*

Süryanice, BCİRO YALDO-Sığır Yavrusu: 174: YATİRO B’SUTO MBARYUTO-Süryanice, “İfrat halde tecrid”… Hollanda dilinde, SPOOK-Cin: 174: GEFO AQEF-Süryanice, “Kanat Takma”.

 

BEDEN

(Gizlisi “Bedene”-Kurbanlık Nefs)

LEVHA: 13 Aralık 1983… “Murd’un Yükselişi” diye bir karikatür bandı… Üç-beş karelik hikâye edişten sonra, sonda bir imza: MURD… Kahramanın bizzat çizer olduğunu görünce şaşırıyorum!

*

Fransızca, MADRE-Cin: 250: MURD-Mersin ağacı… Süryanice, CARMO-Kayalık. Sahra. “Maden kütlesi. Yazı”. (İbranice, Pîr-Kuyu, maden kuyusu, maden ocağı. “Kan. Bir keyfiyetin bol olarak bulunduğu yer”. Kendisine rüyâ ilmi verilen, kuyuya atılmış ve kurtulmuş Yusuf Aleyhisselâm’da tecelli eden “Nurî” hikmet hatırda; nar nur oldu. “Nun harfi, Allah’ın Nur ismi, 4 Sema mertebesi ve Kamer menzillerinden Simak ile ilgilidir; Balıklar, parlak yıldızlar, iki parlak yıldızdan biri, bir şeyi yükselterek âlet’le”: 212: Sahib-i zuhur)… Süryanice, CARO QAYSO-Mersin ağacı: 296: DERVİŞ MUHAMMED-442 mührü. “Büyük ebcedle”. (Mührü ne olduğunu bilmeden getiren rahmetli arkadaşımın ismi de Yusuf idi)… GAFUR-Gaffar ile aynı mânâdadır. Çok mağfiret ve merhamet eden, günahları en çok affeden Allah. Gafr: Örtmek, setretmek. Bir kamer menzili-Re harfi, Allah’ın Musavvir ismi ve 5. Sema tabakası ile ilgili): 1295: CSİROYO-Onuncu. “Abdülhakîm”… Süryanice, FROQO-Ayırma. “Furkan”: 295: MAHMOR-İbranice, “Balık Ağı”

*

Fransızca, MADRE-Cin: 250: MARCO-Süryanice, “Hastalık”. (Hemze, Allah’ın Mübdi’ ismi, ilk Kalem mertebesi, Kamer menzillerinden “Seretan-Yengeç- Kanser, Nath-Tos vuran, baş vuran” menzili)… Süryanice, CARMO-Kayalık. Maden kütlesi. Büyü. Yazı. Nefs. Çöl. Yazı tahtası. (Ali Haydar Efendi Hazretleri: “Cennet boş bir arsadır, buradan ne götürürseniz o!”… Cennet ve Cehennem, “cin-gizli” kökünden bir kelimedir): 250: RUMÎ-Kızıl elma. “İdeal, hedef, irade, gaye, zekâ”. (Efendi Hazretleri, Üstadım’a: “Sende iki şey ifrat hâlinde. Muhabbet iner çıkar, ama zekâya çare yok. Keşke bu kadar zekî olmasaydın!”… Eyüb Aleyhissselâm’da “Sabr”ın bile perde olabileceği misâli ki, netice iyileşme dileğiyle —O’ndan O’na sığınma—, kulluk edebiyle, duadan geri kalmaması ve gaibten gelen soğuk bir suyla şifâ bulması… Kızıl: İrade. Celâlî. Anlayış… Zekaî: Elma… Üstadım: “Akıl sormaya memur / Gökleri kalbur kalbur / Eliyorum!”… Cin hastalığının, sabır ve zekâdan; sabra gerek kalmayan bir ahmaklık ile geçiştirilmesi değil, istikamet üzere aşılması hakkında harika ifâde… Yine: “Yaran kabuk tutmasın, her ân deş tazelensin / Sen ağla, gafil gülsün, nadan yelpazelensin!”… Süryanice, Hato Hfugyo-Cin hastalığı: 3525: Seyyid Taha Cizro + Seyyid Fehim Arvasî + Seyyid Abdülhakîm Arvasî “Üçışık” + Necib Fazıl Kısakürek + Salih Mirzabeyoğlu)

*

RUMÎ: 256: NUR… Süryanice, GMİRO-İdealist. Mükemmel: 256: RİMO-Süryanice, “Kelime, kaya”. Sabit. Kelm, yara… Süryanice, MİRO-Albay. (Üstadım’ın “aşkımın hedefi” ve “çok iyi rüyâ tâbir eder!” dediği, Albay Eyüb Sabri Gökkaya: 1603= 604: Tasdik-Doğruluğunu teyid): 256: GİMUR-Süryanice, “Tamamlama, bitirme”. (Albay ve Üstadım 1983’de vefat etti… Seyyid Abdülhakîm Arvasî + Necib Fazıl Kısakürek: 1983: İzzet Mirzabeyoğlu)… LEVHA: 11 Ekim 1988… Babama fikrî bir şey anlatıyorum ve muhtemel muhalefetini peşinen kırmak ister bir şekilde, “yâni iş, dönüp dolaşıp Bütün Fikrin Gerekliliği davasına çıkıyor, bunu anlıyor musunuz?” diyorum… Babam, beklemediğim bir uysallık ve tâbiyet ile ve güleryüzlü bir şekilde cevab veriyor: “Tabiî oğlum! Bu Baban öyle bir Rum ki! Hep bunu anlatıyorum!”… Hep Bütün Fikrin Gerekliliğini anlatıyormuş… BÜTÜN FİKRİN GEREKLİLİĞİ. (Mavi renk, “Utarid-İkizler” yıldızı ile ilgili ve “Kelime-i Tevhid” nuruna işaret eder… Kelime-i Tevhid: 523: Hırka-i Tecrid): 2154: MEHDÎ MUHAMMED.

*

LEVHA: 11 Ocak 1999… Mehdîlik’le ilgili bir şeyler… Kolumdan ve elimden tutmuş, etrafımda halkalanan sarıklı ve cübbeli insanlar; hepsi sakallı. Bana, Nakşî Şeyhi Mahmud Efendi’nin çevresindenmiş gibi geliyor. Benim yüzüm değişik, daha toplu, sakalım da daha sık ve top sakal… Dudağımın altındaki sakallı kısımda beliren tam şişmemiş balon gibi pinpon topu büyüklüğünde SARI iki sakal topu, “Bak, sakalı da kızıl!” diye, MEHDÎ oluşumun işareti kabul ediliyor. Çevremdekilerde bunun ne’şesi ve sevinci… Biri Sadedtin Ustaosmanoğlu’nu andırıyor! (Sekal: İns ve cinnin bir ünvanı… Rîş: Sakal. Yara. Yaralı. Kuş kanadı: 510: Tınnîn-Büyük yılan. Bir Burc ismi… Rîş-Çok pahalı elbise. “Sıfat ve fiil”. Mühellil, Kelime-i Tevhid’i çok tekrar eden. Güzel söz söyleyen: 510: Tesemmî-Bir isimle isimlenme… Ahmed: 53: Lihye-Sakal… Son görüşmemiz, son sohbet, son Yevmiye: Yüzüm avuçlarında, “Maşallah maşallah, sakalın benimki kadar olmuş!” diyor… Bin-Oğul: 1053: Mehdî Salih Mirzabeyoğlu… Asfer-Kızıl. Sarı. Bomboş şey. “Tamamlanmış”: 371: Mina renk-Mavi… Sarı: Çok güzel. Etkilenme ve etkileme kabiliyeti. Bütün amellerin kendisinden çıktığı, beden… Davud-Kendisinde “Vücudî hikmet” ve “Kâmil Hilâfet” sırrı tecelli eden Peygamber’in ismi: 15: Bd-İbda… Allah Sevgilisi’nin Cinler arasında ismi, Abdürrahim: 1535: Keynunet-Varlık, var olma… Seyyid Abdülhakîm Arvasî: 536: Sadreddin Konevi… Mütenevvim-Rüyâ gören: 636: Fetno-Süryanice, “Hikmet”… Hadîs: Rüyâlar, Allah’ın insana rüyâda söylediği kelimelerdir… Afnite-Aşk-ı kimyevi: 536: Heftan-Kaftan)

 

“…VE MUCİZE BEYANI”

LEVHA: 27 Nisan 1989… Rahmetli SAİD-İ Nursî Hazretleri’ne âit 12 sığır yavrusu ile ilgili bir yazı sözkonusu… “12 sığır yavrusundan biri mucize beyanıdır!” diyor… Ben o yazının dergiye girmesine, AHMED Fıçıcı’nın Nurcu olmasından dolayı müsaade ediyorum… Bu arada AZİZ Demirci’nin Nurcu olmasından dolayı, o bahisle bir ilgisi varmış!

*

Süryanice, CARO DAVMO-Murd. Mersin ağacı: 267: TARTACESRO-Süryanice, “Oniki”… MUAVVEZETAN-Felâk ve Nas Sûreleri: 1266= 267: VEPRUES-Arnavutça, “Faal”. (Fa’al: Durmayıp işleyen. Balta sapı. “İslâma Muhatab Anlayış faaliyeti”… Faal: Kerem)… Süryanice, TRECSAR BCİRO YALDO NOS-O DMİRO TAŞRURO-12 sığır yavrusundan biri mucize beyanıdır: 4240: LEVHA 24 Şubat 1988-“Parmaklarımla saya saya BİSMİLLAH çekiyorum ve 240’a tamamlıyorum!”… MEN’AF-Dağın sivri tepesi: 240: MASDUK-Doğruluğu kabul edilmiş, tasdik edilmiş… MER-Elli sayısı: 240: KKM-Kaptan Kusto Müslüman.

*

TARDACESRO Bciro Yaldo Nos-o Dmiro Budogo-Oniki sığır yavrusundan biri mucize beyanıdır: 1950: DOĞUM senem… BCİRO Yaldo Noso Tedmurto-Sığır yavrusundan biri mucize: 1451: SALİH Mirzabeyoğlu… BCİRO Yaldo Nos-o Metdamronuto-Sığır yavrusundan biri mucize: 1558= 559: SEYYİD MUSTAFA NUR. “Rüya’da yazı olarak verilen isim”… KAPTAN KUSTO MÜSLÜMAN: 1559: MEHDİ Salih İzzet Mirzabeyoğlu… BCİRO Yaldo Nos-o Metdamronuto Froşo-Sığır yavrusundan biri mucize beyanıdır: 2156: BÜTÜN FİKRİN GEREKLLİLİĞİ… TARDACESRO Bciro Yaldo Nos-o Dmiro Frutasis-Oniki sığır yavrusundan biri mucize beyanıdır: 2740: MÜTEFEKKİR… Süryanice, BCİRO Yaldo Nos-o Tehro-Sığır yavrusunun biri mucize: 1009: İBDA’-İzhâr etmek. Bir yerden bir yere çıkmak. Yaratmak. Numunesiz bir şey yapmak… TARTACESRO Bciro Yaldo Nos-o Dmiro Tavdito-Oniki sığır yavrusunun biri mucize beyanıdır: 2610= 612: DERVİŞ Muhammed… TARTACESRO Bciro Yaldo Nos-o Dmiro Şudoco-Oniki sığır yavrusundan biri mucize beyanıdır: 1812: ŞAH-I Nakşibend… HAMSE-İ AL-İ ABA-Aba Altındaki Beşli. Ehl-i Beyt. (Allah Sevgilisi, Hazret-i Ali, Hazret-i Fatıma, Hazret-i Hasan, Hazret-i Hüseyin): 1812: İŞRİRAK-Ağlaya ağlaya boğulacak hâle gelme. (Abrani-Ağlayıcı, dua eden. Gri renk, renksizlik, Allah’ın Kahhar ismi nuruna işaret eder: 308: Arvasî)

*

LEVHA: 17 Temmuz 1984… Saf hâlinde yürüyüş… Asker uğurluyormuşuz ve içinde kardeşim var… Eskişehir Hava Hastahanesi’nden bir tip, benim de gidip gitmediğimi soruyor… Sonra, dergi çıkarıp çıkarmadığımızı soruyor ve bana, “Siz 12 kişiydiniz!” diyor… Yani azmışız… GÖLGE dergisindeki başarımızdan ve kalabalık oluşumuzdan bahsedeceğim ama, güç bulamıyorum… Hödük birine benziyor ve beni aptalca sıkanlar gibi bir his içindeyim! (Saye-Gölge. Himaye, sahib çıkma, koruma. Muavenet, yardım: 76: Moğol… Yevmiye: “Gölge dergisinden elinizde bir takım olsa iyi olur!”… Şems-Güneş. “MSP’nin eski Devlet Bakanı Hasan Aksay’ın 1982’de birkaç kişiyle Üstadım’ı ziyaretinde söylediği söz, Gölge’nin metanetini anlatır: Gölge dergisi, bir Güneş gibi doğmuştu!”: 400: Te harfinin ebcedi. Bu harf, AIlah’ın “Kaabid-Kısıcı, sıkıcı” ismi, Esir mertebesi ve Kamer menzillerinden Kalb’e işaret eder… Taht-Hükümdarların oturduğu koltuk: 1400: Hicri Sene… Süryanice, Tartacesro Bciro Yaldo Nos-o Dmiro Mbadqono-Oniki sığır yavrusundan biri, mucize beyanıdır: 2299: Derviş Muhammed. “En büyük ebcedle”… Mühür-bend-“Mühürlü”: 301: Rasim-Resim yapan. Musavvir. Ruh. Akarsu… Ha harfi, Allah’ın Ahir ismi, şekil veren ama kendi o şekil olmayan ve varlıktaki 4 unsurdan suyun ve havanın kendisine misâl olduğu “Heba” mertebesi, Kamer menzillerinden “Deberan”a işaret eder; simya’da Deberan-Yeni bir şekil için bozma, eskitme” safhası, yıldızı “Ay” olan Yengeç Burcu’nda. Bu Kamer menzili, Boğa Burcu’nda bulunan 5 yıldıza da işaret eder-“Kara delikler” tâbir edilen ölmüş en büyük yıldız patlamasının, “Süper Nova” patlamasının, aralarından görüldüğü… Ölüm içinde doğum… “Kan-Demir”… Feza, ana malzemesi SOĞUMUŞ saf demir olan, Seyyarelere benzeyen gök cisimleri ve gök taşları ile doludur. “Süper Nova” patlamaları, insan hayatı için ölümden doğuşa bir misâl gibi… Buzağı-Sığır yavrusu: 1918: Salih İzzet Mirzabeyoğlu… Sevr-Boğa. Boğa Burcu: 706: Havk-Halka denilen yuvarlak. Tamamlık. Sıfır. Bit. Yok. Nil… Fikir Kahramanı: 706: Aktör-Temsil eden)

*

LEVHA: 17 Ocak 1986… Eskişehir’deki sokak… Sadi Bey, burnundan çıkardığı sümüğü (Merg: Sümük. İfraz. Ölüm) topak yapıp atıyor… Orada İbrahim Gider, Yusuf Gülerman ve Faik… Onlara biri hakkında, “o adam, verdiğim 12 kitabın hiçbirini okumamıştır!” diyorum… Benim 17 kitabım var ama, mübalâğa olmasın diye 12 diyorum… Yusuf, “Kim okudu ki?” diyor… Doğru söylüyor; hiç olmazsa pişkinlik etmiyor… Sonra Üstadım’a, “En güzel sözlerinizden biri; gençliğinize güvenmeyin demiştiniz. Çok iyi duyuyorum!” diyorum… Belki o ana tam uygun değildi ama, bir hafta önce öyleydi… Üstadım hakkında bir şiir düşünüyorum ve şiirin şekli bisiklet gibi… Yalnız tekeri ve pedalı yok… “Azık, nevale” gibi kelimeler… Ve buna uygun kafiye, “havale, hâle” kelimeleri! (Ehadiyet-Allah’ın her şeyde kendine âit birlik tecellisi. Her büyüklüğün önünde silindiği, Kahhar ismi tecellisi”: 423: Kitab-“Bütün Fikrin Gerekliliği” isimli ilk eserim 1979 da… Ketd-Omuzlar ile sırt arası. Arka, istikbâl. Bir yıldız ismi. “Üstadım’ın hazırlattığı İstikbâl İslâmındır isimli 12. eserim 1983’de”: 1423: Te’yid-Doğrulama. Destekleme. Metanet verme. Kuvvet verme. Sağlamlaştırma… Tehiyye-Selâm vermek. Hayır dua etmek. Hazır ve amade kılmak. Mülk, beka, devamlılık: 423: Bet Vacdo-Süryanice, “Buluşma yeri”… Selâm: Se-lâm: Üçışık… Levha: Mayıs 1983… Yanında ilkokul olan bir köy mezarlığı… Abdülhakîm Arvasî Hazretlerinin biraz yüksekçe kabri… Mezarlığın önündeki yoldan yanımdaki tanımadığım bir gençle geçerken, Efendi Hazretlerinin kabrinden bize “Selamunaleyküm!” diye bir ses yöneliyor… Korku ve haşyetten, dikkatli bir nazarla o yöne bakamıyorum… Yürüyoruz!)… VE MUCİZE BEYANI: 441: KISAKÜREK.

Kaynak: Baran Dergisi

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: