“EZELİN HATIRASI” KİMİN ŞİİRİNİ KİM YAZIYOR?..
“Allah Müminlerden, mallarını ve canlarını kendilerine (verilecek) Cennet karşılığında satın almıştır. Çünkü onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler, ölürler. (Bu),Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an da Allah üzerine hak, bir vaaddir. Allah’tan daha çok sözünü yerine getiren kim vardır! O halde O’nunla yapmış olduğunuz bu alış verişinizden dolayı sevinin işte bu, (gerçekten) büyük kazançtır.” (Tevbe 111)
Mehmed’im, sevinin, başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!
( ZİNDANDAN MEHMED’E MEKTUP’un SON KITASI-1961-ÜSTAD)
EZELİN HÂTIRASI
Ezelin hâtırası… Buluttan düşen damla
Ezelin hâtırası… Aranıyor zamanla
Ezelin hâtırası… Devreden bir kıvılcım
Ezelin hâtırası… Yolu açan kılıcım
Ezelin hâtırası… Bir rüyâdır uykuda
Ezelin hâtırası… Her ân hazır duyguda
(1986 – KUMANDAN MİRZABEYOĞLU)
Ezelde BELÂ dedik
Sözü SÂDIK söyledik
Hayatta ‘SEFERÎ’ydik
Belâya BELÂ dedik
(14 Ekim 2016-Hasan Parmaksız)
Elestü bezminde verdiği ahde sâdık kalanlardan biri :
ŞEHİD HALİL KANTARCI.
Ezelî dostumuz Halil kardeşimizi yakinen tanıma şansım olmadı, ne yazık ki… Bazen aynı ortamlarda bulunmuş olsak da herhangi bir sohbet nasib olmadı. Fakat bazı faâliyetlerimden ötürü sözler bir yana, hiç ummadığım gözlerden yan bakış yakaladım da, onun gözlerinde bir kem bakışa şahit olmadım… Sûreti güzel, sîreti güzel, Allah dostuna âşık, Allah’a âşık bir dost…
Çocuk denilebilecek yaşlarda Dava ile ve neredeyse bunun mukadder neticesi olarak da Medrese-i Yusufiye ile tanışan bu MÜCÂHİD kardeşimize ait bir hatırayı yakın arkadaşlarından, ayrıca zindan arkadaşı olan, AYDIN ALKAN Gönüldaşdan kısa bir telefon görüşmesinden dinlemiştim :
“1996 yılı, Metris Cezaevi’nde zindan hayatımızın ilk bir-iki ayındaydık. HALİL sevinç ve heyecanla yanıma geldi! Elinde KUMANDAN’ın MÜJDELERİN MÜJDESİ isimli eseri… Tef’ül yapmış, 2-3 kez ve aynı sayfa çıkmış: “-BELKİ DE KAYDEDİLMİŞLERDENSİN!”… Kitabı kapatıp 2 defa da benim yanımda açtı ve yine o sayfa… HALİL GÖNÜLDAŞ tefe’ül işini sıkça yapardı”…
“SEVGİLİ” ( ÜSTAD) nin “SEVGİLİ”(KUMANDAN) ye “BEL-Kİ” KAYDIYLA sarfettiği SENED vasfındaki bu tesbiti, BEL kelimesinin KATİYETLE, KESİNLİKLE anlamını merkeze alan bir söz,bir SENED olduğuna şüphe etmeyen, sâdıklardan olan HALİL kardeş “BEL-Kİ” (KESİNLİKLE Kİ !)’nin DEVLETİNE KAVUŞANLARDAN olmayı da hakketmiş !..
ALLAH KULUNA BİR NİMET-DEVLET NASİB EDECEKSE ONU O KULUNA HİSSETTİRİR VE HATTA “MANEVİYÂT DİLİYLE” BİLDİRİR…
BU KUL ÜMMETİN KURTARICISI İSE, ONU HER TÜRLÜ DELİLLE DESTEKLER; ZAMAN BOYUNCA!…
Halil kardeş iktidarı korumak, Demokrasiye sahip çıkmak için mi Şehid oldu? Ameller niyetlere bağlı olduğuna göre onun niyetinden şüphe etmekten Allaha sığınalım… Bir de; Darbe teşebbüsünde bulunanlar emellerine ulaşmış olsalardı… (Bu işi tezgahlayan “üst akıl” bunu istemiş midir, orası ayrı mevzû ve çok boyutlu derin mesele) 28 Şubat’ın, pankartlara da yansıyan “ESAS DÜŞMAN,GERÇEK HEDEF” inin SALİH MİRZABEYOĞLU olduğu sadece bir iddia mı?.. 22 Temmuz 2014’de KUMANDAN’ın infazının durdurulmasını hazmedemeyen ve tekrar zindana döndürülmesi için yargıyı devreye sokan “üst akıl” bunu başarabilmiş olsaydı, “belki” de 15 temmuza gerek kalmayacaktı… Bir Cumhurbaşkanı’nın, devletin ve “üst aklın” “ESAS DÜŞMANI” ile HALİÇ ‘de görüşmesine ne demeli…
“ESAS DÜŞMAN” hala ‘O’, 15 Temmuz’un GERÇEK HEDEFİ de yine ‘O’ … Bunda şüphesi olanlar HALİL’in ŞEHADETİNDEN şüphe edebilirler (!)…
Halil kardeş ; Darbe teşebbüsüne karşı koymayı, “iktidara veya demokrasiye sahip çıkma” gibi algılayanlardan ve bu hususta tereddüt gösterenlerden veya kıvam tutması halinde daha düzenli ve emir komuta zinciri şeklinde hareket etmeyi gözleyenlerden o an için ayrı hareket etmesi, “OTOMOBİL -ZATÜLHAREKE- KENDİSİYLE HAREKETTE” olmak vasfının davamızdaki karşılığı “kendinden zuhur” diyalektiği gereğidir. Salt iktidarı ve demokrasiyi koruma amacı taşıdığını düşünmek basiret problemidir.
“Aracının deposunu ve yüreğini fulleyerek” tereddütsüz kendini meydanlara atmış bu kardeşimiz, “her türlü yolda kalmamış” BİR MİLİTAN,BİR SAVAŞÇIDIR!..
Yıllarca önce:
“Ağabeyim’in evinin tadilâtı ile uğraşırken,evin saten boyasını yaparken, terennüm ederek,yâni güfte ile birlikte beste şeklinde yazdığım,ancak üzerinde çalışmadığım,tashih edilmesi gereken,acemice yazılmış ve ismini koymadığım bir şiir. İşi bilmeyen için pek bir anlam ifade etmez ve uygun görülmese de, şiirin ismi acaba; “Benim dostum!” olabilir mi?..” diye düşünmüş idim,seneler sonra; “37 hikemiyatı”ndan haberdar olunca… Şimdi ise: “Meğer, bu şiir kimin için yazılmış; HAYRET !..”
“İşi bilmek”… Hâlbuki eşyanın kaç cephesi varmış!.. Her neyse şiirin adını TAM OLARAK ŞEHADETİYLE HALİL KOYDU !.. HALİL : DOST.
YA CEBBÂR ,YA KAHHÂR, YA MUNTAKİM ALLAH
BİZİ İNTİKAMINA MEMUR ET !
BENİM DOSTUM
(BENİM HALİLİM)
Umut anne umut anne
Benimkisi umut anne
Otuzyedisine girdim
Beni artık büyüt anne
Unut anne unut anne
Beni artık unut anne
Otuzyedisine girdim
Beni artık büyüt anne
Boşuna uğraşma anne
Ölümüne sevdalıyım
Boşuna uğraşma anne
Ölüme sevdalıyım
Önüme çıkma sakın (*)
Döndüremezsin dönmem
Görürsen de inanma
Öldüremezler ben ölmem (*)
( İnşâd : 2001- Hasan Parmaksız)
HALİL : (Sâdık ve gerçek) DOST !..
Hasan PARMAKSIZ
Kaynak: mirgun.com
Not: İktibas etmeye değer bulduğumuz yazıdaki fikirler yazara ait olup, Adımlar’ın ideolojik ve siyasi anlayışına zıt görüşler sitemizi bağlamaz. -Adımlar-