İRAN HADİSELERİ

Selim Gürselgil

İran’da kan gövdeyi götürüyor. Bize yansıyanlar doğruysa bir kadın başını örtmediği için gözaltına alınmış. Artık olaylar nasıl geliştiyse, gözaltında işkence ile kadın öldürülmüş. Bunu duyan İran halkı ayaklandı. Her şehirde hükümet güçleriyle çatışıyorlar. Kadınlar, devletin zorla giydirdiği başörtülerini çıkarıp ateşe atıyorlar. Tabiî bunu duyan buradaki lâik kesim boş durur mu? Onlar da şeriata sövmenin fırsatını yakalamış, kusuyorlar.

Bir saniye arkadaşlar, İran şeriat adına kötü bir örnektir. Tıpkı lâikliğin kötü örnekleri olduğu gibi. Misâl bizdeki lâiklik en kötü örneklerden biridir. İnsanlar, tıpkı İranlı şeriatçıların yaptığı gibi “tektipleşmeye” zorlanmıştır. Çeşitli yığınlar uzun yıllar boyunca kimliklerini devlete kabul ettirebilmek için mücadele vermişler, bedel ödemişlerdir. Halen bu mücadele sürmektedir.

Müslümanlar, Kürtler, Aleviler, çeşitli alt kültür grupları falan diye saymama gerek yok. Benden iyi biliyorsunuz. Dönmeler zorla Türkleştirildi ve bunu kabul etmeleri karşılığında ülke servetine kondular. Yahudiler bile tektipleşmeye zorlandı. Kabul etmediklerinde başlarına neler geldiğini biliyorsunuz. 34’ten itibaren… Gerisine bakmaya gerek yok. Biz Müslümanların kimliğimiz için mücadelemiz herkesçe malûm.

Kalkmışlar İran şeriatını kötülüyorlar. Siz kendinize bakın. İran şeriatı, her türlü kötülüğüne rağmen emperyalizme teslim olmayan bir iradedir. Buradaki lâikler gibi köle psikolojisini değil, bu psikolojiden kurtulmayı temsil ederler. Tabiî ki bu kurtulma, şeriatın yanlış idrakıyla, yanlış yerlere vardı ve şu ân İran devrimi can çekişiyor.

Oysa şeriat, “tektipleştirme” demek değildir. Eğer birisi size böyle öğretiyorsa ondan uzak durun. Şeriat, insanlık tarihinin gördüğü en ileri ve en gelişmiş hürriyet biçimidir. Çeşitli inanç grupları şeriata kendi kimliklerini kabul ettirmek için uğraşmazlar; bilakis şeriat, onlara, tarihte görülmüş en yüksek “çok hukukluluk” idaresini sunduğu için, onlar kendi hak ve özgürlükleriyle yaşarlar. Çağın ideolojilerine bakın: Ne Sovyetler, ne Faşistler, ne de bugünün demokratları, insanlığa böyle bir hürriyet sunamadılar. Şeriat, tektipleştirmez; tam aksine herkese kendi içinde yer gösterir. Bu yer herkesin razı olacağı, mutlu olacağı bir yerdir.

Kimse İran olaylarına bakarak şeriata saldıramaz. İran olayları, İran’ın kendi iç çelişkilerinin ürünüdür. İnsanlık bakımından İran şeriatından bile daha geri bir rejimin dalkavukluğunu yapanlar, şeriata ne diyebilir? İran zorla kadınları örtüyorsa, onlar da zorla açtırıyorlardı. Bunun ondan ne farkı var? Yapılanları kimse unutmadı ve unutmayacak. Bu millet bir daha oralara dönmeyecek.

Şeriat, en ileri ve en gelişmiş hürriyet nizâmıdır. Tektipleştirmeci, putlaştırmacı ilkel zihniyetler ona lâf söyleyemez.

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: