SAHTE KAHRAMANLARIN ALÂMETİ FARİKASI: SIĞLIK
Selim GÜRSELGİL
Necip Fazıl’ın derinlik boyutunu ortadan kaldırır, şahsiyet çizgilerini de karikatürvârî abartırsan, Kadir Mısıroğlu’nu elde edersin. Müşahhas yerine sığlık, fikriyat yerine nutuk, sanat yerine sansasyon, haysiyet yerine de kibir koydun mu, eski Üstad öldü, yaşasın yeni Üstad (!) Kadir Mısıroğlu. Temel hareket noktalarının tümünü Üstad’dan almıştır; ama O’ndan farklı yerlere götürmüştür. Üstad’ın tarih muhasebesini alır, üstüne bir fes geçirir, ve der ki: “Necip Fazıl okuyan Osmanlı düşmanı olur!” Ne alâkası var? Üstad, iyiye iyi kötüye kötü der. Onun dâvâsı Osmanlı’yı diriltmek değil, yeni İslâm medeniyetinin yolunu belirlemektir. Ama anlatamazsın. Osmanlı’yı en çok ben seviyorum, hayır ben mecraına dökülmüştür bir kez iş.
Üstad’ın ideolocyasını alır; o destanlık ideolocyayı… Şöyle sonuçlandırır: “Batılıların övdüğü bir Müslümandan hayır gelmez!” Bunu kimin için söyler bilir misiniz? O büyük İslâm kahramanı Salahaddin-i Eyyubî için. Ona nedense gıcık olmuştur. Tek gıcık olma ölçüsü olarak da Batılılar’ın onu övmesini gösterir… Ben de o zaman çok kızmıştım buna: Lâfının nereye gittiğini kestirmekten âciz, camiaya akıl veriyor diye… Batılılar Allah Resûlü’nü övdüğünde ne olacak peki? Goethe’den Puşkin’e kadar yüzlercesi… Dâvâ nereden nereye geldi görüyor musunuz? O, Batı Tefekkürü ve İslâm Tasavvufu’nu düşünün; o eşsiz Büyük Doğu çalışmasını düşünün. Hepsi çöpe; yerine kuru sıkı Batı düşmanlığı!
İslâmî kesim bu tarihin dipsiz kuyusuna durup dururken düşmemiştir. Sığlık çok kolay sirayet eder. Çok kolaydır. Hiç fikre, derinliğe, mânâya gerek yoktur. Kadir Mısıroğlu çıkar, “Hayim Nahum Vehbi Koç’un gayrımeşru babasıdır” der ve dâvâ magazinde biter. Kimse sormaz “sen nereden biliyorsun” diye. Bak, Batı katşıtlığı var! Bak, Kemalist karşıtlığı var! Bak, Yahudi karşıtlığı var! Yalan söylemiş olsa ne gam; işte İslâmcılık budur. Yeni Üstad’ın İslâmcı nesillerine dâvâ yerine birkaç apıştırıcı magazin haberi verdin mi, zaten hep Yahudilerin oyunu bunlar!
Kadir Mısıroğlu’nun Üstad’a saldırmasının zamanlaması da bir harikadır. Yurtdışından gelir. Üstad’a bağlı gençlik, 28 Şubatçılarla savaş hâlindedir. O bunu çekemez. Onun olmadığı yerde dâvâ da olmamalıdır. Direk Üstad’a en çirkef bir üslûpla saldırıya geçer. 28 Şubatçılar, kendilerine gık etmeyip karşıtlarına saldıran bu yeni üstadı (!) sevmişlerdir. Çocuklar okul kapılarında coplanırken o genelkurmaylarda Musul üstüne brifingler vermekle meşgûldür.
Sığlık çok kolay sirayet eder. Sığlık çok kolaydır. Hatta yanlış anlamayın, bizim aramıza bile sirayeti çok fazla olmuştur. Sövmek için Üstad’ın mücerretlerini okumak gerekmez; bir şey okumak gerekmez. Geçer Twitter’ın başına söversin, dâvâ tamam. Benim gibi salak salak Saf Aklın Eleştirisi’yle boğuşmaya ne hacet, söv gitsin! Nasılsa senin Müslümanlığın garanti, benimki şüpheli.
Kadir Mısıroğlu dâvâyı o yükseklikten alıp bu sığılığa getirmenin kahramanıdır. Ve -tekrar tekrar söyleyeceğim- size istediği kadar başka türlü görünsün, bu yoldan hiçbir yere varılmaz!
21 Ağustos 2022