SAHTENİN EN MASUMU

Av. Mehmet TIĞLI



Herşeyin sahtesinin bu kadar kolay ve yaygın türemesinin sebebi, sahteliği yapanların vasfından çok, orijinalinin vasıfsızlığından, kalite seviyesinin düşmesinden. Öyle ki sahte ile orjinali arasında fark kalmıyor seviyenin düşmesi neticesinde.

Sahici bir hukukçu var mı? Veya öğretmen? Tarih anlatıyor tarih anlayışı kıt. Felsefeden, mantıktan bihaber öğretmen, öğrencilerine bu dersleri veriyor. Doktor camiası, testlerden geçmemiş aşıyı tüm topluma dayatıyor, yetmiyormuş gibi aşıya şüpheyle yaklaşıp uzak duranı toplum sağlığını tehdit eden aptal sürüsü olmakla itham ediyor. Barolar, kedi köpek mamasıyla meşgûl olurken temel hukukî ve hak problemlerinde arazi. İktisatçı ya da sosyolog, içinde yaşadığı topluma yabancı; psikolog, insanı anlamaktan uzak. Hâkimler, basit bir teknikere dönmüş durumda.

Hadi bu kız sahte, peki elinde diploma ve atama belgesi olan hukukçu, doktor, mimar, öğretmen, imam; sırf elinde resmi bir evrak olmakla sahtelikten kurtulabilir mi? Elinde evrak olana sırf bu yüzden hukukçu, doktor, öğretmen, mimar diyebilir miyiz?

Bunun bir de fikirci versiyonları var; terkibî hükümleri, ayetleri, hadisleri, filozof sözlerini ardı sıra ezbere sıralayanlar.

Peki hukuk okuyanın sahici bir hukukçu olmasını, öğretmenin, doktorun, imamın, mühendisin, psikolog ve sosyoloğun gerçekten sahici olabileceği fikrî altyapıyı kuran ve bunu tüm topluma teklif eden kesim var mı? Solda, sağda, liberal, muhafazakâr, ulusalcı ve milliyetçilerde?

Bu kızcağızın sahteliğinin anlaşılması kolay da, elinde evrak olanın sahteliğini nasıl anlayacağız?

Elbette temel ölçüleri ortaya koyup bunu toplumun zihnine yerleştirerek.

Şu kız, sahtenin en masumu. Ve genelde en masumlar linç edilir…

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: