İSLÂM İNKILÂBININ KADINLARI
Selim GÜRSELGİL
Çeşitli cemaatlere mensup, çeşitli anlayışlara sahip olabilirsiniz. Sizi temin ederim ki, sizin mensubiyetlerinizi ve anlayışlarınızı sorgulamıyorum. Bunu yaptığımı düşündüğü için bana tepki gösterenler haksızlık ediyor. Benim burada yaptığım tek şey, kendi fikirlerimi, tecrübelerimi, yurt ve dünyanın geleceğine ilişkin tasavvurlarımı sizinle paylaşmak. Bunları beğenirseniz, aynı taraftan bakarız. Beğenmezseniz sessizce uzaklaşabilirsiniz.
Mesela ben bir süredir kadın davası üzerine yazıyorum. Ama sizin mensup olduğunuz anlayışa uymayabilir.
Sözgelimi siz, dış kapınızın iç kısmına, “kadının dışarı çıkmasını gerektiren hâller” diye bir liste asıyor olabilirsiniz. Eşiniz ve kızınız dışarı çıkacağı zaman o listeye bakıp, içinde bulunduğu hâlin, dışarı çıkmasını gerektirip gerektirmediğini anlayabilir. Ve ailecek çok mutlu olabilirsiniz. İnanın ben bunu kıskanmıyorum. Ne de eleştiriyorum. Benim anlatmaya çalıştığım başka bir şey. O da şu: “İslâm inkılâbının kadını!”
Bunun örneklerini 20. yy’da görmeye başladık. Mısır’da, İran’da, Filistin’de, Türkiye’de İslâm inkılâbının kadınlarının ilk emarelerine rastladık. Bu emareler, İslâm İnkılâbının kadınının, tıpkı İslâmın ilk asırlarındaki gibi güçlü ve münevver olacağını gösteriyordu. Şule Yüksel Şenler’de, Emine Şenlikoğlu’nda, 28 Şubat’ın kahraman kızlarında bunun örneklerini gördük.
Hele İbdacı hanımlar!
Bu İbdacı hanımlar, bu örnekleri en olgun kıvamına taşıdılar. Eşini 10 yıl içeride bekleyen, bu sırada çoluk çocuğunu büyütmekle kalmayıp, davanın bayrağını dışarıda şerefle dalgalandıran bu kadınlar için korkarım ki “dışarı çıkmayı gerektiren hâller listesi” yapamaz hiç kimse…
Kumandan isim isim de anmış, kahramanlıklarını teslim etmiştir: Emel Hanım, Esma Hanım, Nuray Hanım… Mirzabeyoğlu’na özgürlük sürecinde bayrağı şanla dalgalandıran Fatma Parmaksız Hanım; diğerleri… En başından bu yana, münevver ve mücadeleci ruhlarıyla, çoğu erkek kaçarken en önde yürüyen Konya’nın hanımları… Bir çırpıda hatırlayamadığım pek çok hanım…
İbdacı hanımlar güçlüdür. Onları öyle cehalet kodeslerine tıkıp üstlerinden hesap yapamazsınız. Sizin itip kakabileceğiniz hanımlara benzemezler. Aydındırlar, herbiri üniversite hocalarını cebinden çıkaracak kadar donanımlıdırlar.
İşte benim anlatmaya çalıştığım İslâm inkılâbının kadınları, onların ilk örnekleri bunlardır. Bu kadınlar İslâm âleminde nitelik ve nicelik olarak her geçen gün yükseleceklerdir. Ve İslâm inkılâbındaki şanlı yerlerini alacaklardır.
Onları siz durduramazsınız. Asr-ı Saadetteki şanlı Müslüman kadınları kim durdurabildi? Hazret-i Aişe devesine atlayıp orduların başına geçti. Hazret-i Fatıma, iki halife kapısına dayandı da boyun eğmedi. Rabiatül Adevviyye, Seyyidetünnefîse kapısında âlimlerin pervane olduğu bir üstünlüğe erdi.
İslâm inkılâbının kadınları da bu örnek kadınlar kadar güçlü, âlim ve veli olacaklardır. Fikirde, sanatta tüm entellektüel cephelerde kendilerini göstereceklerdir. Onlar kadıncı (feminist) değil, en hakikî soydan kadındırlar. Onlara sizin gücünüz yetmez!