UYUŞTURUCU SALTANAT KURMUŞ

Ahmet ÖLÇÜLÜ

Geçtiğimiz sene uyuşturucuyla mücadele kapsamında 278 bin 882 şüphelinin gözaltına alınmış.

Bu rakam, narkotikle mücadelede başarı değil, uyuşturucuya teslim olduğumuzun itirafıdır.

Düşünebiliyor musunuz, ülkedeki ortalama her 300 kişiden biri geçtiğimiz sene içinde uyuşturucuyla irtibatı var diye gözaltına alınmış…

Çocukları, yaşlıları vs çıktığımızda uyuşturucudan dolayı gözaltına alınan kişi sayısını nüfusa oranlarsak karşımıza çok daha korkunç bir tablo çıkar.

Neredeyse her 100 kişiden biri…

Ülke bataklığa dönmüşken, İçişleri Bakanlığı ise ne kadar çok sivrisinek avladığı ile övünüyor.

Dikkat edilirse, açıklanan rakamlar bataklığın kuruduğunu değil, her sene daha da büyüdüğünü ispat ediyor. Açıklanan rakamlar, yetkililerin bataklığı kurutma konusundaki acziyetlerinin itirafı oluyor. Şecaat arzedeyim derken, sirkatlerini söylüyorlar.

Kimsede bataklığı kurutmaya dair bir teşebbüs ve hamle yok.

Zira fikir yok.

Bu bataklığı nasıl kurutacaklarını bilmiyorlar.

Kurutmak istemiyorlar mı?

Bu bataklık bu kadar dehşet bir şekilde gençliğimizi içine alıp yok ederken, yetkililer bataklığı kurutmaya yanaşmıyorsa, bundaki mesuliyet onlarındır.

Malûmu bir kez daha ilân edelim: Uyuşturucu, kumar vs gibi muzır şeylerin gençlik ve ahali arasında yayılmasının temel sebebi, yöneticilerin gençlik ve ahaliye bir ideal verememesinden kaynaklanır. İdealden mahrum kalan ve hayatını bir ideal uğruna yaşayıp mânâlı kılmak yerine, idealsizliğin pençesinde varoluş ıstırabı ile kıvranan genç, bu kıvranışına sebep olan sancısını dindirmek ümidiyle muzır yollara tevessül etmeye başlar.

Bataklığın yollarını açanlar, ideal yollarını kapatanlardır.

Geçenlerde Sağlık Bakanı’nın da itiraf ettiği üzere, yoksulluk da uyuşturucu bağımlılığına sebep olan illetlerin başında gelen sebeplerdendir. İdealsizlik yoksullukla birleştiğinde, genç, artık yaşanmaya değer hayattan ümidini kesmiş olarak kendisini daha kolay teslim etmektedir.

Hadise sadece uyuşturucu değil, doğrudan Müslüman Anadolu Ahalisi’ne, gençliğimize kasteden, imanımızı hedef alan bir mahiyete bürünmüştür. Burada, Allah Resûlü’nün fakirliğin imânsızlığa yol aaçbileceğine dair ihtarına dikkat çekelim. Yaşadığımız hadiseler bunu doğruluyor. İşlerine geldiği yerde “nas” diyenler, şayet nasları gerçekten dikkate alıyorsanız, insanımızı fakirliğe mahkûm etmeyeceksiniz. O asgarî ücret denen şeyle ne olacak zannediyorsunuz?

Mesele, tek bir vechesi olmayan, içtimaî, iktisadî, hukukî, sıhhî, idarî, ahlâkî, eğitim vs… bütün bir ideal, yani fikir, yani sistem meselesi.

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: