SAHİPSİZ VATANDA İT TERÖRÜ ÇOCUKLARIMIZA KASTETMEYE DEVAM EDİYOR

Antalya’da başıboş köpek dehşeti! Küçük çocuğunun baldırını ısırıp etini kopardılar.

Antalya’da ailesiyle birlikte pazara giden 11 yaşındaki Hasan Basri Kaya, çikolata almak için gittiği marketin önünde TERÖRİST İTLERİN saldırısına uğradı. Küçük çocuğu sol baldırından ısıran it çocuğun etini koparırken, acı içinde hastaneye kaldırılan çocuğa 7 dikiş atıldı.

İT TERÖRÜNÜ BİTİRMEK İÇİN

İt terörü biter mi?

Biter!

Şu tepedekilerden birilerinin çocuğu ya da torununu, sıradan vatandaş gibi korumasız bir şekilde salacaksın itlerle dolu bir sokağa, bak bakalım ondan sonra ne oluyor.

Her şey siyasîdir. Hadiseyi siyasî kılan, yöneticilerin hadise karşısındaki tutumu ve tercihleridir öncelikle.

Mesele, “sahipsiz köpek sorunu” diye sınırlamaya çalıştıkları mahdut bir çerçevenin dışına çoktan taşmış, 3000 aile rejimi ile millet arasındaki çatışmanın bir boyutu olarak evrilmeye başlamıştır.

İt terörünü bitirmek istemiyorlar çünkü kaynakları vatandaşı korumak için sarf etmek işlerine gelmiyor. Yiyip hortumlamak yerine vatandaşı korumak neylerine… Hem, küresel çetelerle bir olup köpek maması, şusu, busu satarak yaptıkları vurgundan da vaz geçmek isterler mi? Millet aç ama itler çoğalıp yayılsın diye ithal mamalarla beslenmeli…

Vatandaş ölebilir, çoluk çocukları parçalanabilir, etleri koparılabilir yeter ki 3000 ailenin milletin şeyine koyma ve koydurma düzenleri işlemeye devam etsin.

İt terörünü bitirmek istemiyorlar.

Yapmayı gerçekten istedikleri bir şey için nasıl cevval olduklarını ve o şeyin gerçekleşmesi için nasıl da ihtimam gösterdiklerini bildiğimize göre, it terörünü bitirmek istemiyorlar.

Çünkü sen ve ben, senin ve benim evladım, kısacası millet, müslüman Anadolu ahalisi umurlarında değil.

Tek dertleri cukkaları.

Dokunun bakalım cukkalarına, koltuklarına; başınıza neler geliyor, görün!

Cukkaları ve makamları milletten daha mühim… Demek ki millete hizmet etmeye değil, cukkalarına inanmış, imân etmişler.

İmânsız İslâmcılık rejimi dediğimiz tam da budur.

İslâm var ama imân ettikleri için değil, menfaatleri müslüman görünmeyi gerektiriyor. İktidarda kalabilmek için müslümanları kandırmaları icabediyor.

Öyle ya, imân olsa tezahürü olur.

Tezahürü millete hizmette değil de cukkada görüyorsak, adını da koymalıyız: Din pezevenklerinin imânsız İslâmcılık rejimi.

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Adımlar Dergisi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et