EKONOMİK OLARAK BÜYÜMÜŞÜZ
Ben demiyorum, Erdoğan diyor.
Orta Vadeli Program’la ilgili konuşurken şunları söyledi:
“Yıllık bazda ise 13 yıldır aralıksız büyüyoruz. Çeyreklik büyüme performansı ile Türkiye OECD ülkeler içerisinde pozitif ayrışmıştır. Yine bu dönemde ekonomimizi yıllıklandırılmış olarak ilk kez 1 trilyon doları aşan bir ekonomik büyüklüğe ulaştırmayı başardık.”
Garip gureba soruyor:
Biz niye açlık ve sefalet çekiyoruz? Niye dünyanın en sefil ülkeleri arasına giriyoruz o zaman?
Evet, teknik olarak büyüyoruz.
Ne demek bu?
Yüz liralık ihracatımız, yüz liralık ithalatımız, toplamda 200 liralık ekonomik hacmimiz var diyelim. İthalatı 150 liraya çıkarırsak, toplam hacim 250 lira olur ve böylece yüzde 25 büyümüş oluruz. Sonra bu ithalatı karşılamak için elin tefecilerine el açıp para dileniyoruz. İşin aslı Türkiye yıllardan bu yana ürettiğinden fazlasını tüketerek büyüme yalanını sürdürüyor ama işte bu yalanı söyleye söyleye ülkeyi üç sente muhtaç hâle getirdiler.
Ne muhteşem büyüme hesabı değil mi?
Üstad’ın, “felix culpa” diye damgaladığı türden. Felix culpa: Mutlu cinayet.
Buna düpedüz demagoji derler. Sözün geliş gidişinden sahte mânâlar türetmek. Burada rakamlar üzerinden üretilen bir sahte büyüme masalı var.
Demagoglar, mükemmel birer sahte kahramanlardır.
Sahte kahramanlardan kurtulmadan, gerçek kurtuluşa eremeyiz. Yarım oluşlar, tüm oluşlara manidir.