ÖLÜM ODASI -B YEDİ- SALİH MİRZABEYOĞLU: ŞEHİDLE GELEN…

ÖLÜM ODASI -B YEDİ- SALİH MİRZABEYOĞLU ŞEHİDLE GELEN… LEVHA: (…) 1991… Yer Eminönü… Ben, Köprü’nün karşısında Karaköy tarafındayım. Yanımda, tanımadığım veya kim olduğunu hatırlayamadığım birisi var. YENİ CÂMİ’ye doğru bakıyorum. Câmi’nin önünde küçük bir kalabalık, yeşil bir tabut taşıyor. Yanımdakine, tabutu küçük bir kalabalık taşıdığı için, cenazenin kime âit olduğunu soruyorum; o da bana, “Peygamber Efendimiz”in olduğunu söylüyor. Aklıma, Hacca gidenlerin durumu geliyor ve “o zaman Hacca gidenler boşa gidiyorlar, çünkü O’nun naaşını buraya getirmişler!” şeklinde bir şeyler söylüyorum. (Nuray Zor) ♦ LEVHA: (…) Ocak 1999… Yıllar önce gördüğüm yukarıdaki rüyâmı Kumandan’a anlatıyorum, çok güzel olduğunu söylüyor. Rüyâda tabut görmenin, OTURMAK demek olduğunu belirttikten sonra, “çok güzel bir rüyâ” diye tekrarlıyor. Fakat, OTURMAK bizim bildiğimiz mânâda “oturmak” demek değilmiş, daha farklı ve önemli bir mânâsı varmış. Yanımdakilere, Kumandan’a yıllardır tâbirini merak ettiğim rüyâmı anlattığımı ve onun da rüyâmı güzel bulduğunu söylüyorum; rüyâ içinde rüyâ… Daha sonra Kumandan’ın evindeyiz, fakat ev bizim ev, Kumandan Terörle Mücadele Şubesi’nden (TEM) yeni çıkmış. Ben, çekyatın üzerinde Hayran Hanım’la konuşurken, dikkatimi nereden geldiğini ve kim olduğunu bilmediğimiz 9-10 aylık bir bebek çekiyor. Bebek bir takım sesler çıkarıyor. Kumandan karşılık veriyor, yâni karşılıklı konuşuyorlar. Bebek çekyatta yatmış, Kumandan oturur vaziyette ona eğilmiş. İçimden bebeğin SÜRYANİCE konuştuğunu geçiriyorum. Birden Kumandan’ın da bebekle konuşması dikkatimi çekiyor. Aklıma HIRKA-İ TECRİD’deki bir mevzuyla ilgili bölüm geliyor. “Süryanice’yi artık kimsenin bilmediğini ve sadece Allah tarafından velilere öğretildiğini” söylüyorum. Sır olan hâdiseye şâhid olduğum için, içimi büyük bir sevinç kaplıyor. (Nuray Zor) ♦ Arnavutça, VARES-Tabut: 278: RAHMAN Suresi, 20. âyet… Süryanice, QESERO-Gök mavisi: 278: ARVASÎ… NECİB Fazıl Kısakürek: 1417: MUSA Mirzabeyoğlu. “Salih Mirzabeyoğlu”… Süryanice, YATBO-Oturma: 417: ETEDBAH-Süryanice, “Şehîd olmak”… MUARRİF-Tarif edilmiş, anlatılıp bildirilmiş. (Kı’de-Bir oturma tarzı. Halı. “Haliç”: 179=1178: Mutlak. Hürriyetine kavuşmuş, bir kayıt altında olmayan… Süryanice, Dufno-Tabut: 146: Rahman Suresi, 19. âyet-“Meâli: Allah, taşkın iki denizi salmış birbirlerine kavuşuyorlar”… Rahman Sûresi’nin 19 ve 20. âyetlerinin bir tefsiri de, kasdın Hazret-i Ali ile Hazret-i Fatıma’nın izdivacı olmasıdır… Nuray Zor: 480: Tekennî-İsim alma… Süryanice, Knoyo-İsim alma: 178: Ünsal… “Şehîd” Nuray Zor ve “Şehîd” Ünsal Zor)… ÜNSAL ZOR: 391: ŞAFÎ-Bir şey üzerinde el yürüten. “Şefaat eden”. (Allah cümlemizi, şehîdlerimizin şefaatine nail etsin!) ♦ ÜSTADIM’ın 1969 senesinde, –tıpkı ADIMLAR dergisine konulan–, bir patlayıcı ile MTTB’de şehid olan MUSTAFA Bilgi için verdiği hitabeden: Hedef, Mustafa’nın şahsında ikidir: Evvelâ İSLÂM, sonra İslâm’ı en derin, en gerçek, en titiz ve yüzde yüz HEPÇİ mânâda temsil ve topyekûn Kâinat ve insanlığa karşı tatbik ehliyeti yolunda ilerleyen yeni gençlik… Yani siz! (…) Mustafa Bilgi o şehîdtir ki, kendi müslümanlık hisleriyle öz nefsi hesabına değil, ayrı ayrı herbiriniz adına, yeni gençliğin yekûnlük imân hissesi uğruna can vermiştir. Mustafa Bilgi bu kadar büyük bir mânâya lâyık mıydı? Bu ince nokta üzerindeki hikmeti araştırmayınız ve Allah’ın, kapalı kalblere gömülmüş belirsiz cevher olarak bir kuluna lâyık gördüğü mânâyı siz de başınıza taç ediniz! (…) Onu öldürenler, topyekün yeni imân gençliğini kastetmişlerdi. Size düşen karşılığın da aynı çapta olması gerektiğine göre, siz büyük inşânızı tamamlamaya bakınız! O zaman topyekün küfür yığınını o binanın temelleri altında ezilmiş ve kemikleri tebeşir lekesi hâline gelmiş bulacaksınız! Elverir ki Allah, “OL!” desin. (1975 senesinde: Dava çilekeşinin “nerdesin?” feryadına, “murad edilenin GÖLGESİ kabul edilebilirsek burdayız. Gayemiz aslı gibi olmaktır!” diye çıkan meşhur GÖLGE dergisi… O tarihte Şehîd Ünsal Zor, 5 yaşlarında idi; 15-16 yaşlarından başlayarak, İBDA tarihinin 40. senesinde, hayatı dışarıda ve Hapishâne’de hep mücadeleyle geçmiş ve 45 yaşında ADIMLAR dergisinin mensubu olarak şehîd olmuştur. Onun mücahidliği, bilinen… Süryanice, Catlo-Zor: 440: Lahto-Süryanice, “Avuç”… Süryanice, Mcas-Seğirmek: 104: HvoSohdo-Süryanice, “Şehîd”… Zor Şehîd: 544: Şirdil-Cesaretli. Cesur. Aslan yürekli) ♦ Süryanice, ETENĞES-Şehîd: 1513: DURBAŞ-“Uzak ol!” mânâsına gelen bir emir. Nefyetme, olumsuzlama, leysî. Â’sa… Süryanice, ŞROĞO-Lâmba. (Misbah: Lâmba… Misheb: Siyah at. Murad): 1512: SAFRYONO RABTO-Süryanice, “Büyük Doğu”… Süryanice, MEŞTANDONO-Şehîd: 858=1857: EL-KUBTAN KUSTO MÜSLİM-Arabça, “Kaptan Kusto Müslüman”… SEYYİD MUHAMMED SALİH-Seyyid Taha Hazretleri ve SeyyidFehîmArvasî Hazretleri arasında bir yan lâhika: 857: DERVİŞ MUHAMMED Mührü… Süryanice, SOHDO-Şehîd: 84: SİYAHA-Suyun akması. ♦ Süryanice, BOBO-Bebek: 16: TAHA-Bulut… YAKAZA-Uyku ile uyanıklık arasında görülen suretler, hayalimsi: 16: HÜVVE-Derinliği, genişliğinden fazla olan çukur. “Hakikat. Hüviyet”… BÎD-Yok olmak. “Leysî”: 16: HİCCE-Bir defa Hacca gitmek… YONESQO-Bebek. “Safiyet”: 138: MAHS-Hâlis olmak… HANEF-İstikamet, doğruluk: 138: FEHİM-Kömür. “Anlayış. Ululuk”… Kürtçe, QALEV-Toplamak, kilo almak. (Levha: … Ocak 2005… Elimde beyaz bir dosya kâğıdı var. Sahibini görmediğim bir ses, kâğıdı kastederek, “Bu, kilo aldırır!” diyor. Mektubat-ı Rabbanî’yi kastederek de “bu da mânevî kilo aldırır!” diyor… Not: Berzah isimli eserim için, rahmetli Ahmed Ustaosmanoğlu Hoca’nın 3 sefer yaptığı istiharede gördüğü hep aynı rüyâ): 138: SÜLEYMAN MAHZUMOĞULLARI-Hâlid bin Velîd Hazretleri’nin kendisi ile aynı “Ebu Süleyman: Horoz” lâkablı, oğlu… Süryanice, YALUDO-Bebek: 57: TEDMURTO-Mucize. KANI ZAYİ OLMADI LEVHA: 25 Mart’tan birkaç gün önce, 2015… Bana birisi kısa bir kırmızı kaftan hediye ediyor, Nuray’a gösteriyorum… Çok sinirleniyor ve “böyle kaftan mı olur!” diye söyleniyor, ama alıp kendisi giyiyor… O kaftanla kızgın kızgın, bir bina yıkıntısı içinde dolaşıyor ve konuşuyor. (Nurcan Pektaş, Şehîd Nuray’ın ablası) ♦ ZOR ŞEHÎD: 544: MÜŞACİR-Sözle niza eden, çekişen… MUANNİF-Şiddetle azarlayan: 240: KÜRK-Kızıl, kırmızı. (Firas-Çok kırmızı, kırmızı nesne: 371: Şken-Süryanice, “Oturmak”. Metanet. Sabit… Fars-Şark kavimleri. İran. “Tabut, neşeli olmak”: 340: Karm-Değerli insan)… KAMİS-Gömlek: 240: MEVT-Ölüm. “Feyz”… Süryanice, ESFAYNİCO-Kırmızı: 221: MUZAFFER-Düşmanı yenmek. (Bütün Fikrin Gerekliliği. Rûmî)… SAKAYN-İkiz kenar. “İki zor”: 221: İNAK-Birbirinin boynuna sarılma, kucaklaşma… Süryanice, SUMOQO-Kırmızı: 123: NEAB-Karga yavrusu. “Siyah”. (Keraker-Karga. Kuzgun: 441: Kısakürek… Tahattüm-Hatem, yüzük takınmak. Ariflerin gönlüne Allah’ın vurduğu mühür. “Derviş Muhammed-332”: 1441: Salih Mirzabeyoğlu… Derviş Muhammed: Adem Aleyhisselâm’dan bütün Peygamberlere kadar hepsini sancağı altında toplamakla, o zamandan bu zamana erenleri, sahabîleri, tâbîleri, velileri, mücahidleri ve bütün mümin ve müslüman toplulukları ihata eden, Mürşidi Allah, Allah Sevgilisi. O’nun ümmetinden ve Hacegan silsilesinin 21. kahramanı, O’nun ruhaniyetine Varis… “Derviş Muhammed Semerkandî-442″ mührü: 7725=732: Abdülhakîm Koltuğu… Şehîdlerimiz bu kumaştan Allah’ın takdir ettiği) ♦ LEVHA: 25 Mart’tan önce, 2015… Ünsal’ın rahmetli babası, siyah bir elbise giymiş kızgın kızgın evlerinin etrafında dolaşıyor, sanki tavaf ediyor… Eve gir!” diyorlar, girmiyor! (Nadide Mutlu) ♦ Süryanice, ŞALMUM-Siyah. “Ululuk rengi”. (Arnavutça, Zi-Siyah: 17: Zi-Sahib anlamında ön ektir… Kamer menzillerinden “Zi-Ze, Zu, Sahib”; Ze harfi, Allah’ın “Hayy-Diri” ismi, Hava mertebesi ile ilgilidir… Arnavutça, ZEZE-Siyah renk: 20: Kef harfinin ebced; Allah’ın Şekür ismi, Kürsî mertebesi, Kamer menzillerinden “Nesre” ile ilgilidir): 417: NECİB Fazıl Kısakürek… Süryanice, SIFAR MELE-Kamus. Lûgat. Denizin derin yeri. Kâinat nizamı. Yazıda başlık. (Kaptan Kusto Müslüman… Naslıhan Kerimem-Mektub başlığı: 832: Hbituto-Zor): 417: BAR ROZO-Süryanice, “Sır ortağı”. ♦ METRİS-Koruma, kollama ve “bana düşmeyeceği kaydıyla” en tabiî bir hakkıymış gibi her hizmeti bana sunan, hatta bu hususta sanki başkasını kıskanan, sonra Kartal Cezaevi’nde ne kadar olursa o kadar bunu sürdüren bir gazi, ahiret komşusu olmayı dilediklerimden: 710: ŞEHÎD Ünsal Zor-Şimdi “başka bir hayatla diri olan”… HAMİS-Perşembe günü. (25 Mart 2015’te şehîd oldu, ertesi gün, Perşembe, Adlî Tıb’da otopsi yapıldı): 710=1709: TOPRAK-Cuma günü toprağa verildi. (Meşhud: Cuma günü. Görünen. Şehadet edilen. Allah Sevgilisi’nin bir ismi. Kıyamet)… BÜRGÜS-Pire. Zirve. Leysî. Nil. Yokluk. (Rüyâda gelen mânâ; Muhyiddin-i Arabî Hazretleri, benim için “Bit ve pire hakkında en çok yazan odur!” demiş; bu yazıyı okuyorum… Süryanice, Şıhur-Nil nehri. Mavi Nil: 524: Hırka-ı Tecrid): 1708: TEŞEHHÜD-Şehadet getirmek. Namazda, Ettahiyat okumak. (Ka’de: Ettahiyat okumak. Oturmak.) HALIDAKİ DESENDEN LEVHA: (…) Ekim 2014… Dikdörtgen bir halı. Açık alanda, sanki bir duvara asılmış gibi, ama onun öyle durmasını sağlayacak hiçbir şey yok. Rengi, tahin gibi bir kahverengi; iki tonu halıda hâkim. İlk bakışta açık kahverengi, onun daha da açığı renkte kumlu bir desen. Tüyleri normalden biraz uzun, düzensiz, karışık… Salih geliyor ve sağ eli ile halının sağ üst köşesinden başlayarak yavaş yavaş ve sıvazlaya sıvazlaya düzeltiyor. Tüyler düzeldikçe, desen ortaya çıkıyor. Klasik bir desen. Halıyı çerçeveleyen bir boşluk ve sonra kenarlara doğru su. Koyu renkli su, aşağı kısımda açık renkte. Halının sol alt köşesine gelince, orayı sıvazlamıyor ve şehadet parmağı ile imzasını atıyor. (Hayran Erdiş) ♦ Süryanice, MŞAMYO-Dikdörtgen. (Abdullah İbn-i Mesud’tan rivayet: “Allah Resûlü elindeki bir çubukla KARE çizdi. Sonra bu şeklin ortasından dışarıya doğru bir uzun çizgi çekti.Bu uzun çizgiyi kare içindeki dikey olarak kesen küçük çizgiler çekti ve şöyle buyurdu: Şu karenin merkezinden dışarıya çıkıp –sonsuzluğa doğru– uzanan çizgi de, insanın emel ve arzularıdır. Bu küçük çizgiler de insanın başına gelecek kaza ve belâlardır. Eğer bunlardan birini atlatırsa öbürüne yakalanır ve onu da atlatan ölüm çemberini aşamaz!”… Ecel-İleride olacağı şübhesiz olan. Allah’ın takdir ettiği ömür. Ölüm: 34: Ecell-Neam, evet, olumlama. Çok güzel, çok büyük. En üstün. “Kâfirin küfrü kesilir, Müslüman Allah’a kavuşur!”… Üstadım’dan: Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber / Hiç güzel olmasaydı, ölür müydü Peygamber!): 463: BİSAT-Halı. Seccade. “Haliçe: Halı, seccade. Hâliç”… BÜTÜN FİKRİN GEREKLİLİĞİ-Hayatın iki yüzü, Dünya ve Öte Dünya için: 2154: MEHDÎ MUHAMMED-Allah Resûlü ve Varisi. (Herşeyi yerli yerince eden, Hakîm-Allah, Allah Sevgilisi, Varisler: 78: İbda’… Süryanice, Omelo-Halı: 78: Hikemî-Hikmetle muttasıf) ♦ RIHAL-Büyük halı: 240: (Levha: 24 Şubat 1988… Parmaklarımla saya saya “Bismillah” çekiyorum ve 240’a tamamlıyorum!)… RUM. (Düşmana galib gelmek için okunan Sûre: Rum Sûresi): 240: MAKSİM-Taksim edilecek, dağıtılacak yer. Suyun kollara ayrılma yeri… KKM-Kaptan Kusto Müslüman: 240: MUKANNEN-Zaman ve miktarı hiç şaşmayan. Muntazam. Tertibli. Kanunla vacib olan. Tertibe dahil olarak kararlaşmış olan… MAKSUD-Kasdedilen, arzu, istek, gaye: 1240: AĞZİROYO-Zor… Kürtçe, BİRDOZİ-İdeoloji. “İslâma muhatab ruh, anlayış ve sistemi”: 239: RAHIL-Ölen. “Feyz alma”… KI’DE-Halı. Bir oturma tarzı. (Rabbe’-Dikdörtgen yapmak, kare yapmak, dört parçaya bölmek, dört kat etmek. Bağdaş kurup oturmak: 272: Ra’b-Doldurmak. Efsun… Kıdde-Tarikat. Taksim etmek: 1109: “Derviş Muhammed 332” mührü, büyük ebcedle… Süryanice, HvoSohdo-Şehîd: 104: Kadd-Boy bos): 179: MUTALSIM-Tılsımlanmış. Esrarengiz hâle gelmiş… ÜNSAL-“Zor”: 178: MÜLHAK-Zam ve ilâve olunmuş, eklenmiş. İlhak olunmuş. ♦ Süryanice, QATİFTO-Halı: 902: DEVLET-İ EBED MÜDDET. (Bütün Fikrin Gerekliliği: 2154= 156: Ninum-Sümerce’de, “Bir dokuma tezgâhı” demek)

FAİZ FETVASI KÜFÜR DELÂLETİ

Düzenin şeyhülislamı Hayreddin Karaman‘ın fetvası konuşuluyor. Bana da arkadaşlar sordular. Dilim döndüğünce söyleyeyim: Hayreddin Karaman’ın bütün fetvaları şüphelidir. Onlarla amel edilmez. Niçin böyle dediğimizi bu son örnekte daha iyi göreceksiniz. Şimdi … Read More

“TÜRK SOLU”NDAN ADIMLAR’A İADE-İ ZİYARET

“TÜRK SOLU”NDAN ADIMLAR’A İADE-İ ZİYARET 2 Mayıs 2017 Salı günü İade-i ziyaret kapsamında Türk Solu’ndaki dostların gerçekleştirdikleri ziyaret oldukça verimli geçti. Referandum ve sonrası muhtemel gelişmeler başta olmak üzere bir çok meselenin görüşüldüğü ziyarette hukuksuz olarak cezaevinde tutulan Ulusal Parti Genel Başkanı Sayın Gökçe Fırat’ın durumu hakkında da bilgi veren Türk Solu yetkilileri birde onun tarafından Platform Başkanımız Ali Osman Zor Şahsında Dergimize gönderilen mesajı ilettiler. Türk Solu Genel Yayın Yönetmeni ve Ulusal Parti Genel Başkan Vekili sayın Ali Özsoy, sayın Özgür Erdem sayın Kuzey Fırat ve sayın Tuğrul Çelik teşrifleriyle gerçekleştirilen uzun sohbette siyasetten tarihe, psikolojiden ahlaka kadar bir çok konu ele alındı. Parlamenter rejimin tasfiyesinden sonra Rejim tekliflerinin gündeme geleceği ve mücadelenin de bu kapsamda yürütüleceği konusunda mutabık kalınan sohbetin büyük bir bölümü bu kapsamda Kumandan Mirzabeyoğlu, İBDA ve BAŞYÜCELİK DEVLET ideali çerçevesinde gerçekleşti. Yine bu kapsamda Kumandan Mirzabeyoğlu’nun dedesi Hacı Musa Bey hakkında yapılan çarpıtmaların ve tarihi yanlışların düzeltilmesi gerektiği de konuşulan konular arasındaydı. Son günlerde Türk Solu ve Sayın Gökçe Fırat üzerinden Adımlar’a yapılan saldırılara kendilerinin ve Gökçe Fırat’ın üzüntülerini dile getiren Türk Solu yetkilileri sayın Gökçe Fırat’ın Cezaevinden gönderdiği mesajını Platform Başkanımız Ali Osman Zor’a ilettiler. Sayın Fırat’ın mesajında geçen ifadeler şöyle; “Sayın Ali Osman Bey, Aydın Bey ve tüm Adımlar ailesi benim için verdiğiniz destekten dolayı çok teşekkür ederim. Ancak benim yüzümden size saldırmalarını hele hele Kumandanın zor durumda kalmasını hiç istemem. Bana gönülden selamınız yeter. Adımlarınızın devamını ve mücadelenizin başarıya ulaşmasını temenni ederim. –GÖKÇE FIRAT” Bunun üzerine Ali Osman Zor şunları söyledi: “Biz “Haksızlık karşısında susan dilsiz Şeytandır” mutlak ölçüsünü temel alarak yürütmeye çalıştığımız mücadelemizde bugüne kadar ayak takımının bu tür saldırı teşebbüslerine antremanlıyız. Bu tür saldırı sahiplerinin korktukları tek şey -“la teşbih”- Hz. Ömer’in Müslüman olmasıdır. Tüm dertleri “acaba Ömer Müslüman olduğunu ilan etmeden önce yolda bir suikast gerçekleştirebilir miyiz?” Bu şekilde hem bir “kafiri” öldürmüş olacaklar hem de Ömer’in Müslümanlığını ilan etmesine engel olacaklar. Çünkü, Hz. Ömer Müslümanlığını ilan ederse işin renginin değişeceğini ve kendilerine fazla iş kalmayacağını köpek hissiyatıyla en fazla bu seviye yoksunu kesim biliyor. Bundan dolayı Adımlar’ın İslamcı veya daha farklı kesimlerin samimi unsurlarıyla yürüttüğü her türlü ilişkiye bu ayak takımı her zaman karşı çıkmıştır. “Kaliteli adamlara” alerjisi olan bu takımın sahte hassasiyet görüntüsü altında sergiledikleri çığırtkanlıklar bizim için sinek vızıltısından daha öte bir mânâ ifade etmez. İBDA ahlakına olabildiğince uzak ve en önemli faaliyetleri dedikodu ürettikleri mahvillerde bir taraflarını büyütmek olan ve mahalle kadınlarını bile aratan ayrıca hiçbir aksiyonun altında imzası bulunmayan bu takımın kuru gürültüsüyle Adımlar hareket etmez. Bizim vazifemiz ŞEHİTLERİMİZİN NEZARETİNDE Kumandanımızın muradını kestirme gayreti içinde taşıyabildiğimiz her yere kendi mizaç hususiyetimize göre İBDA’yı taşımak, inandığımıza istidat sahibi gördüklerimizi de inandırmaktır. Bunu da yapmaktan geri durmayacağız.” Oldukça samimi bir ortamda gerçekleşen ziyaret tekrar buluşmak ve görüşmek niyetinin izharıyla geç saatlerde sona erdi. Adımlar olarak bu ziyaretten dolayı Türk Solu yetkililerine teşekkür ediyoruz. Adımlar Dergisi