BÜYÜK DOĞU’DA ÇOK ŞEYLER OLMAYA DEVAM EDİYOR

BÜYÜK DOĞU’DA ÇOK ŞEYLER OLMAYA DEVAM EDİYOR

IŞİD’in Musul’u ele geçirdiği haberi Ortadoğu’da bütün dengeleri bir kez daha yerinden oynatmaya yetti.

Neler oluyor?

Soğuk Savaş’ın bitmesinin ardından Amerika’nın Haçlı-Yahudi Batı barbarlığı adına tüm dünyayı hegemonyası altına alarak, Haçlı-Yahudi Batı barbarlığının pençelerinden kurtuluş olmadığı mesajını vermek istemesi ile 1991’de İslâm ülkeleri arasında kendilerine kafa tutan lider olarak Saddam ve ülkesi -ülkemiz- Irak’ı hedefe koyup saldırıya geçmesinden bu yana geçen çeyrek asırlık şu zaman dilimi içerisinde neler neler yaşandı…

Ortadoğu’ya düzen getireceklerdi, medeniyet getireceklerdi, özgürleştireceklerdi…

Hani onların gözünde Ortadoğu gayrı medeni, düzensiz ve köle insanların ülkesi ya…

Oysa yine bir Batılının tesbitiyle, Batılı’ların, “geri kalmışlık” diyerek aşağıladıkları şeyin sebebi bizzat Batı’nın sömürü ve tahakkümünden ibaretken. Yakıp-yıkan, muhtaç hale düşüren sonrasında da yine güya yardıma koşan iki yüzlü sırtlan mizaçları…

İki medeniyet arasındaki farkı anlamak için şu misale bakmak yeter: Osmanlı’nın şahsında İslam medeniyeti, Balkanlar’a, oradan aldığı vergiden çok daha fazla miktarda parayı yatırım ve hizmete harcadı. Oysa emperyalizma ele geçirdiği, işgal ettiği bütün ülkelerde katliamlar yaptı, soygunlar yaptı, yerli halkı yine kendilerinden dilenerek geçinecek bir yoksulluğa mahkûm ederken, geride ne nizam bıraktı ne başka bir şey.

İşte, bu emperyalist Haçlı-Yahudi eşkiyalar ve onların içimizde devşirdiği yerli işbirlikçilerinin el birliğiyle Irak’ın meşru devlet Başkanı Saddam Hüseyin’i devirmek üzere başlattıkları “milat” niteliğindeki saldırıdan bu yana çeyrek asır doluyorken, Ortadoğu kaynamaya ve emperyalizmanın zaafını da apaçık ortaya dökmeye devam ediyor.

IŞİD’in Musul’u ele geçirdiğinin duyulmasıyla birlikte, bütün emperyalistler ve işbirlikçilerinin inlerinde, başkentlerinde siyasi mahfillerinde bir çalkalanmanın başladı ki işbirlikçi AKP iktidarı da bu çalkantıdan payını almış durumda.

Haedise o kadar belirsizliklerle dolu ki, bu gün söylenen her söz yarın tepetaklak olabilir, bu gün mevcut görünen ittifaklar bir anda yıkılıp, düşman saftakileri bir araya gelmiş görmek hiç de şaşırtıcı olmaz.

Şu anda zahirde görünen tek şey, IŞİD’in bu hamlesiyle emperyalizma ve yerli uşaklarının, işbirlikçilerinin gayet rahatsız olduğu ama gerçek tablo acaba gerçekten de böyle mi?

Hadise karşısında bölgenin aktörleri olarak Suriye rejimi, Türkiye, Irak’taki Maliki idaresi, Barzani ve PKK’nın tutumları ne? Irak’lı Araplar’ın bakışı nasıl? Ya bölgeye müdahil olan Batı emperyalizması ile bölge üzerinde hesapları olan Rusya ve Çin’in bakışı ne noktada? İç içe geçmiş çok kaotik bir manzara var karşımızda ve gayet soğukkanlı olarak meseleyi ele alıp, kendi aksiyonumuzun manivelası kılma noktasında biz ne yapabiliriz?

Suriye’de devam eden iç savaş ve buna müdahil olan Batı ile işte bu Batı’nın kurdurmuş olduğu Irak Maliki yönetiminin Suriye’de Batı’ya karşı Esad rejiminin yanında yer alan tavrı ortadayken, aynı Maliki yönetiminin IŞİD’e karşı Amerika’dan yardım istemesi nasıl izah edilecek?

Barzani, peşmerge birliklerini Musul sınırına yığmaya başlamışken, Türkiye’nin müdahil olması mümkün mü? Oradaki Türkmenler ne olacak? Türkiye’nin olası bir müdahalesinde PKK’ya bir rol verilecek mi yoksa PKK burada emperyalizma tarafından kaybedenler listesine adı yazılanlardan mı olacak?

Türkiye’nin iç siyaset atmosferi bu kadar gerginken ve Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde bu gerginliğin daha da artması beklenirken, ne gibi argümanlar kullanılıp, güç yansıtma zarureti hâsıl olursa buna imkân var mı?

Bütün bu sualleri tek bir seferde cevaplamanın imkânı yok. Bu gün akla ilk gelen bu sualleri ortaya atmış olmakla yetinip, yarın devam edelim inşallah.

A. Baki Aytemiz

ADIMLAR DERGİSİ

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: