SİZ HERKESİ KÖR, ÂLEMİ SERSEM Mİ SANIRSINIZ?

SİZ HERKESİ KÖR, ÂLEMİ SERSEM Mİ SANIRSINIZ?

Birazdan yazacaklarıma ister komplo teorisi deyin, ister açık istihbarat… Doğru açıdan bakmaya niyeti olan için bu işin gizlisi saklısı yok. Ziya Paşa merhum tevekkeli söylememiş;

En ummadığın keşf eder esrâr-ı derûnun,

Sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?

Çok akıllı olmaya gerek yok. Kör ve sersem değilseniz, mal meydanda…

Şöyle alelacele son birkaç ayı hatırlayalım mı?

08 Kasım 2016… ABD seçimlerinde dünyanın büyük çoğunluğunu ters köşeye yatıran bir sonuç çıktı ve Donald Trump başkan seçildi.

09 Aralık 2016… New York Times gazetesi, CIA’in de aralarında olduğu istihbarat örgütlerinin iddiası olarak, Rusya’nın siber saldırılar üzerinden Trump‘ın başkan seçilmesine yardım ettiği bilgisini aktardı. Washinton Post gazetesinin yer alan CIA incelemeleri de, benzer bulguların üstünde durdu.

11 Aralık 2016… ABD’de Cumhuriyetçi Parti ile Demokratik Parti’nin önde gelen isimleri, “Rusya’nın, ABD başkanlık seçimlerine müdahale ettiği” iddiasına ilişkin ortak bir soruşturma açılmasını talep etti.

Bu tartışmaların benim açımdan en önemli yanı, Rusya’nın böyle bir işe teşebbüs edip etmemesinden çok, böyle bir şeyin olabilirliğinin ABD’li resmi makamlar tarafından tescilidir. Böylece, senelerdir dile getirilen ABD’nin “dijital yöntemlerle” çeşitli ülkelerin seçimlerine müdahil olduğu iddiası, en azından “mümkün olabilme özelliği” ile “komplo teorisi” sınıfından çıkıp, resmi olarak “ciddi bir ihtimal” dairesine girmiştir.

Gelelim bizim tarafa…

21 Ocak 2017… Erdoğan için ve onun talebi doğrultusunda hazırlanan, onu bu coğrafyanın kayıtsız şartsız tek hükümranı yapacak Anayasa Değişiklik Paketi günler süren tartışmalardan sonra kıl payı farkla Meclis’ten geçti. Prosedürün tamamlanıp referandum sürecinin başlaması için geriye sadece Erdoğan’ın imzası kaldı.

Anayasa değişikliğinin bir an evvel çıkması için Meclis’te her türlü hır gürü yapan ve en hayati maddeleri ağız içi gargara gibi oldu-bittiye getirenler, kamuoyundaki beklentinin aksine tam 12 gün boyunca paketi Meclis’te bekletti ve imza için Beştepe’ye göndermedi. Bu konuda herkesin farklı bir yorumu oldu. Bu bekletmenin sebebi neydi? Muhalefetin genel kanısı, iktidar cephesi için muteber bazı anket kuruluşlarından gelen olumsuz raporları işaret ediyordu? Buradan çıkacak bir “hayır” Erdoğan ve efradının sonu olacağı için, işlerini garantiye almadan referandum sürecini başlatmak istemeyecekleri ortaya çıktı.

02 Şubat 2017… Erdoğan için hazırlanan paket Erdoğan’a sunuldu. Aynı gün imzalayıp referandum sürecini başlatabilirdi. Ama o da beklemeye aldı.

Şubat başında İsrail’in Gazze saldırısı başladı. AKP cephesi en ufak reaksiyon vermediği gibi 07 Şubat tarihinde Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı’yı “aralarındaki ilişkiyi” güçlendirmek için İsrail’e gönderdi. Ziyaret günü İsrail saldırıları şiddetini arttırdı ama AKP cephesinden en ufak bir reaksiyon gelmediği gibi, Bakan Avcı “ben buradayken Hamas misilleme yapmaz, rahat olun” diyerek İsraillileri rahatlatan(!) ve misyonunu kendi ağzıyla onlara “canlı kalkanı” olarak ifade ettiği açıklamayı yaptı. Dostane bir şekilde ziyaret sona erdiğinde AKP imtihanı geçmiş, İsrail’den “başkanlık” izni alınmıştı.

09 Şubat 2017… Rusya, askerlerimizi şehit etti ve “pardon, yanlışlık oldu” açıklaması yaptı. Oldukça “anlayışlı” karşıladık ve Moskova sınavını da yüz akıyla(!) atlattık.

Bu arada, 12 gün Meclis’te bekletilen “Başkanlık” paketinin Erdoğan’a sunulmasının üstünden tam bir hafta geçmesine rağmen yine imzalanmıyordu. Çünkü esas sınav Washington’a karşı verilecekti.

Tarih aynı gün… 09 Şubat 2017… Elinde en zor ve en esaslı sınav sorularıyla imtihanı yerinde yapmak üzere CIA Başkanı Mike Pompeo Ankara’ya geldi ve çeşitli görüşmeler (testler) yaptı.

Erdoğan ve çevresi imtihanı iyi vermiş ve “geçer” not almış olmalı ki…

10 Şubat 2017… Meclis’te kabulünden tam 20 gün sonra “Başkanlık” paketi Erdoğan tarafından imzalandı ve referandum süreci resmen başlamış oldu.

Nasılsa referandum süreci boyunca sizin yanınızda olmayan herkesi en terbiyesiz, en ahlâksız ve içi boş demagojilerle “Amerika ve İsrail” cephesinde gösterecek kadar çirkinleşeceğinizi bildiğimizden, elimizi çabuk tutup konuşalım ve soralım istedik, mazur görün.

Soru basit: 20 gün imza için bekletilen paketin CIA Başkanıyla görüştükten hemen sonra imzalanmasının gerçekten basit bir tesadüf olduğuna inanacak tek aklı başında bir insan var mıdır?

Niçin 20 gün beklettiniz? Çekinceniz neydi?

Niye CIA Başkanı’yla görüştükten hemen sonra imzaladınız? Hangi çekinceniz ortadan kalktı?

Neyin karşılığında hangi teminatı verdiniz?

Bir de… Aralık ayında Amerika’da çok konuşulup tartışıldı. Hazır ayağınıza gelmiş iken muhakkak sormuş olmalısınız. Seçimlere dijital müdahale gerçekten mümkün müymüş?

Gökhan YAMANGÜL – 11 Şubat 2017

ADIMLAR Dergisi

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d