DOĞARKEN SECDE EDENLER
Bir bebeğin ilk eğitimi anne karnında başlar.
Bu konu hakkında, tüm dış etken ve şartların farkında olan bebeğin, ses ve anlama algısı, son derece açıktır.
Meseleye dair günümüzde bir çok ilmi çalışma var ve yine İslam Tıbb’ı kültüründen gelen birçok birikim de mevcut, fakat; günümüzde “modern” tıbb’ın ön planda olması-oldurulması, maalesef ki kadim bilgilerin üstünde tutulmaya çalışılmakda ve muteber kabul edilmekte.
Hamileliğin belli sürecinden sonra, (ruh üflenmesi meselesi) anne karnındaki bebeğe mesela; müsbet veya menfi bir çok farklı alanda eğitimlerin verilebilirliği bugün herkesin malumudur. İngilizce dil eğitimi verilebilir mesela veyahut; matematik, fizik, müzik, astrolojiden tutun da, akla gelebilecek bir yığın ilmi mesele üzerine eğitim verilebilir.
Çocuk mizacı İslam fıtratı üzerinedir, lakin; verilen eğitimle, başka mecraya idealler üzerine yönlendirme yapmak da mümkün olabilir. Mesela: anne karnındaki bebeğin, fiziki-hormonel gelişiminin dışında, manevi gelişimi de hızlı bir şekilde sürmektedir. Yakinen yaşadığı, şahid olduğu meseleler arasında bilhassa “kötü” diye vasıflandırabileceğimiz unsurlar çocuğa doğrudan etki edebiliyor. Bu: bazen kötü bir söz yada güzel bir koku olabilirken, şiddet, uyuşturucu kötü muamele, gibi olumsuzluklar çocuğa doğrudan nüfuz etmekte.
Sadece fiziki bir etkileşimden bahsetmiyoruz, mesela: baba, anne adayına kötü söz söylediğinde en basitinden bebek müteessir olur. Kaldı ki anneye uygulanan şiddet çok daha hızlı etki gösterir.
İşte tüm bu olumsuzlukların çocuk-bebek üzerindeki en önemli tezahürü halk arasında “ters gelmek” veya “makat geliş” veya “ayak geliş” diye bilinen durumdur. Bu durumun kadim-geleneksel tıbdaki yorumu: “Çocuk dünyaya gelmek istemiyor” diye açıklanmıştır.
Modern tıbb’ın yukarıdaki olumsuz durumla alakalı 2 çözüm yolu vardır.
1.(External sefalik versiyon) Bebeği bazı kombine hareketlerle-masajla normal pozisyona (baş aşağı) çevirme işlemi.
2.(Sezaryen) Karnın ve dölyatağının ameliyatla açılarak bebeğin alınması işlemi.
1.Yöntem her ne kadar 2.’ye göre masum görünse de, bebeğin istemediği bir pozisyona zorla çevrilmesi anlamına gelmekte.
Peki kadim-geleneksel tıbbın bu konudaki tavsiyesi nedir?
Birçoğumuzun henüz ilk defa öğreneceği, okuduğunuzda “hadi canım sende” diyeceği, biz Müslümanlara unutturulmaya hatta, unutmamak adına yeniden öğrenmek adına hiç de çaba göstermediğimiz bir yöntemi paylaşacağız: Anne karnındaki bebeğin “ters” gelmesinin en büyük nedeni bulunduğu ortamdaki olumsuz “kötü” şartlar demiştik, evet öncelikle bu şartları değiştireceğiz. Bebeğin, geleceği aile ortamında rahat edeceği, eziyet çekmeyeceğini, ailenin dini hayatının iyi olduğunu göstermeli, anlatmalı, hissettirmeli. Her şeyden önce yaşanmalı tabiî ki… Güven henüz tesis edilememişse, bebek hala “ters” duruyorsa, yapılacak yegane şey Kur’an’daki secde ayetlerini okumak olmalı. Bebeklerin, Allah ile ilişkileri taze, onlar Allah’ı bizden çok daha iyi bilmekteler, O’nun ayetini duyup da hele “secde” emrini duyup da secde etmemek biz yetişkinlere mahsus bir isyandır, “ters” duran bebek, o haşmetli emri duyar duymaz teslim olur ve secde eder…
Allah, bizleri ve zürriyetimizi kendisine karşı her nefeste secde edenlerden eylesin.
Mehmed DEDEOĞLU – Adımlar
Geleneksel ve Kadim Tıbb