HÜRRİYET BUUDUNA DAİR

Ayhan SÖNMEZ

“Hâlâ ezici sermayenin ne demek olduğunu anlamaya niyetin yok.”

(Para, Üstad Necip Fazıl Kısakürek)

Farkında değil birçoğunuz; özgürlüğe ne kadar saygı duyduğunuz, özgürlüğünüzden ne kadar vazgeçebildiğinizle ölçülür oldu. Yani ne kadar köleyseniz, o kadar da özgür olduğunuza ikna ettiler ki inanılmaz bir başarı bu, ezici sermayenin başarısı; helâl osun!.. Böylesi kırılganlaştırılan bir insanlığın olduğu ve narsist ultra süper zenginlerin bu dünyasında artık kimse özgür değildir.

Toplumlar envaî farklılık cümbüşünü yaşarken, fakat zihinlerin, büyük bir propaganda ağının empoze ettiği aynı şeylere hizalanmasıyla meydana gelen tekdüzelik düzeninde bu özgürlük sandığınız, gerçek bir özgürlük tarifiyle çelişir. Özgür değilsiniz; şakalar, mizah bile özgür değil. Hatta özgür olanlara karşı nefret duyuyorsunuz.

Enformasyon salvosuyla, toplum çelişkilere düşürülüp kırılganlaştırıldı ve böylece herkese tutsaklıkları sahte özgürlükler gibi satabildiler. Sahte azınlıklar, sahte acılar, sahte haklar, sahte farklılıklar meydana getirdiler. Meselelere mutlak çözüm getirme adı altında, meselelerin çözümünü çok daha zor olacak distopyalara evirdiler. Yani, gelinen noktada, güzelliği reddedip, ahlâkî çirkinliği yüceltmeyi dayatabiliyorlar. Zayıfları tepemizde taşıyıp, güçlüyü zayıflatmayı güzelleyebiliyorlar. Aklı, sağduyuyu, hatta biyolojiyi bile reddeder hale getirdiler herkesi. Artık herkesin her şeyden alınma hakkı var. Özgürlüğü böyle yorumlamak, sayısız bilgiyle çelişkiye, kırılmaya kapı açtı; her şeyin üzerinde güç sahibi olma ihtirasları, yaşanan bu günleri enformasyon devrimiyle kocaman bir kansere çevirmeyi başardılar. İnsanı değerli kılan ve insan yapan özgürlüğü, tüm cazibesiyle tarihte olmadığı kadar kaybetmenin eşiğindesiniz, bilesiniz!.. Korkakların, zayıfların ve çirkinliklerin dünyasını kurdular ince ince, iplik iplik; ki önlerinde onlara meydan okuyacak kimse kalmasın. Kötü’yü, “zararsız” vasfedip “iyilik” diye harmanlayıp toplumun “duygu ve düşünce alışkınlıkları”nı yok ettiler, temeline dinamit koydular. Evcil, korkak, tembel ve muhtaç bir dünya istediler, onu da gerçekleştirmenin eşiğindeler. Böylesi bir hayat çekilmiyor, zaman bu zaman, gönüllü kölelerin özgürlük mavallarını dinleyerek yaşamak düşmüş bahtımıza !..

Vesselâm!..

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: