İÇİ BOŞ ŞÖHRETLERİ TEŞHİR

Selim GÜRSELGİL

Fikirsiz, kültürsüz, seviyesiz, kalitesiz, bilgisiz, görgüsüz ve hepsinin toplamı olarak İslâm inkılâbına elverişsiz bir gençlik birikiyor. Biz bundan rahatsızız. Bunun sebeplerini elbet konuşacağız. Bu hâlin müsebbiplerini masaya yatıracağız. Hiç kimse kusura bakmasın, dâvânın üstüne firavunun tahtırevanı gibi kurulmuş o şöhretler kıraathanesini biraz sarsacağız. Camı çerçevesini zedeleyeceğiz.

Bunu yapmazsak biz de onlar gibi oluruz. Onlar gibi olmak çok kolay. Fakat soruyorum size: “Şeriata elverişsiz müslüman” olur mu? Tarihte hiç örneği var mıdır? Biri rüşvetçi, öbürü dalkavuk, diğeri cinsî sapık, berikinin hayranlarını çoğaltmak dışında bir mücadelesi yok, ötekinin paradan başka bir meselesi yok. Bunlarla şeriat olur mu? Şeriat en başta bunları çarpmaz mı? Şeriata elverişsiz olduğu gibi, isteksiz olmaları da gayet normal. Daha kötüsü, gençlere hakkın bâtıl ile mücadelesini değil de, Hakk’ın bâtıla oda hizmetçisi olmasının ne kadar iyi bir şey olduğunu öğretiyorlar.

Bizim elbet bunlara söyleyecek sözümüz olacak? Pek tabiî onların fiyakalarını biraz bozacağız. Çünkü biz inkılapçıyız; bu çürüme ve çürütme sürecine sesimiz çıkmazsa iddiamızda yalancı duruma düşeriz.

Bir bakın şu hâle! Ben burada “kapı kilidini Yahudi icad etti, çünkü Müslümanların namaz vakti evde kilitli kalmasını istedi” desem, Müslüman gençler keyften dört köşe olacak. Benim söylediğim saçmalığı bin kez paylaşıp her duymayana duyuracak. Bazısı sanki kendi tespitiymiş gibi çevresine hava atacak. Ama ciddi bir şey söylemeye kalkınca, ortada kimse kalmıyor; yakınındakiler bile “acaba Allah yok mu diyecek?” diye endişeye kapılıyor. Bu hâldeyiz!

Bir öfke var, bunu anlıyoruz. Ama bu öfke doğru biçimde kanalize edilmiyor. Basit, kısır tepkiler şeklinde kalıyor. Mânâsını bulmuyor. Biz sövmeyi bilmez değiliz. Ama sövmek kavgada olunca yerini bulur. Kavga etmezken sanki kavga ediyormuş gibi birtakım triplere girmek, cünûndur. Mecnûnsa kavga etmenin şartlarına mâlik değildir. Dinen mükellef de değildir. Gençliği bu hâle getirdiler; kavga edemez, mânâsız tepkilerle, yelle boğuşarak mutlu olur hâle!

Bir öfke varsa şuurlaşmalıdır. Bir sevgi varsa fikirleşmelidir. Bir duygu varsa harekete dökülmelidir. Bu iş başka türlü olmaz. Mânâsız mânâsız birtakım öfke gösterileriyle bir yere varılmaz. Sezen şöyle demiş, Tarkan böyle demiş, polis yok mu polismiş… İçkili mekânâ alınmayan örtülü kız, “keşke Yunan galip gelseydi” diye ağlıyor ya, ötesi var mı?

Biz gençliği bu hale getirenlerle uğraşacağız arkadaşlar. O şöhretler kıraathanesi müdavimlerini bir parça rahatsız edeceğiz. Bunu ağız dolusu söyleyelim de, sonra o niye öyle, bu niye böyle olmasın. İslâmî hareketi yolundan saptıran ve saptırmaya uğraşanları burada ve bulunduğumuz her yerde teşhir edeceğiz.

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: