PSİKOLOJİK HARP
Ayhan SÖNMEZ
Herhangi bir psikolojik problem yahut semptom açıklaması içinde herkes kendinden pek çok şey bulacaktır. Bazısı kendini bu açıklamaların dışında tutacak, bazısı kendine pay çıkartacaktır. Toplumun ortalama psikolojisi böyle oluşacaktır. Psikolojik Harp ise bu ortalamayı hedefler.
Sosyal hayat, sosyal medya, uzun süreli ve kötü teknoloji kullanımı, şahsiyet yozlaşması bu kadar genel, bu kadar yaygın ve bu kadar çeşitli bulguları olan bir ruhî buhran hâli ise, asıl sebebinin ferdin bir takım hata yahut saplantılarında olduğunu düşünmek, toplumu kasteden psikolojik harbi ıskalamaktır. Meselâ bir köye gittiniz ve devrilmiş birkaç ağaç gördünüz. Bunun gayet tabiî birtakım sebepleri olabilir. Fakat köydeki bütün ağaçlar devrilmiş ise bunda tuhaf, içinde amaç taşıyan, araç taşıyan ve eyleme geçme hâli taşıyan bir sebebi vardır. Bazı sorular: Toplum psikolojisinde devrilmemiş kaç ağaç kaldı? Toplum psikolojisine böylesine genel ve büyük bir psikolojik taarruz başlatanlar kimlerdir?
Bazen çok güvendiğiniz ve kitapları yok satan bir tarihçi. Bazen büyük keyifle izlediğiniz bir filmde siz farkında olmadan aklınızın ardına sarkıp şarkı zihin işleyen bir senarist. İlk bakışta basit bir çekim olarak gördüğünüz ama sizi sizden alacak kadar manipülasyon ile tıka basa doldurulmuş reklamları çeken reklamcılar. Aptalca içerikler ürettiğini düşündüğünüz Youtuber’ler. Ki onların hedefi siz değil, aslında çocuklarınız! Saçma sapan sözler yazdığını düşündüğünüz şarkıcılar. Ağlaya zırlaya vaaz veren ve sizi safiyane dinî duygu ve fiillerle donatmak niyetinde olduğu düşündüğünüz bir din adamı ve daha bir çok içinde direkt ve zihne hızla karışan iletişim metot ve organları. Bu bir projedir! Sizi sınıflarlar. Hatta alay eder gibi gelir size… ‘’Z’’ kuşaği bilmem ne derler. Dosyalaması, kategorize etmesi, dezenformasyonun seviyesini ayarlaması, hangi algıyı hangi algı ile değiştireceklerine karar vermesi, manipüle etmesi, yönetmesi, yönlendirmesi kolay olsun diye. Bunun dışına çıkmak zorundayız. Bu kuşatmayı kırmak zorundayız. Kılcal damarlarımıza sızma cüretini, doğru karşılamak, doğru def etmek zorundayız. Bunu yapabilirsek, millet olabiliriz. Egemenlik, bunu yapabilmende! Var olabilmenin, var kalabilmenin, hürleşmenin şartıdır bunu yapabilmek!