DOĞRU BİLGİYE KİMLER KARAR VERECEK?
Av. Mehmet TIĞLI
Kamuoyunda sansür ya da dezenformasyon yasası olarak bilinen yasaya ilişkin iktidar milletvekili Mahir Ünal; “dezenformasyon yasasında suç unsuruna kim karar verecek” sorularına yanıt verdi. Fakat burada asıl problem suç unsuruna kimin karar vereceği değil, suçu oluşturan bilginin yanlış ve manipülatif olduğunun tespiti için kıstas alınacak doğru bilginin ne olduğu ve bu bilginin üreticisinin kimler olacağıdır.
Pandemi yaygarasında gördük bilginin nasıl üretildiğini, kitlelere üretilen bu bilgilerin nasıl empoze edildiğini, kitlelerin de bunu nasıl kabullendiğini. Dünya Sağlık Örgütü, BM, AB gibi uluslararası kurumlarının, birkaç istisna hariç dünya devletlerinin, başı çeken küresel medya BBC, CNN, DW ve ulusal medyaların, içişleri ve sağlık bakanlıklarının, ulusal ve uluslararası bilim kurullarının ürettiği ve haberleştirdiği bilgiler yanlıştı, yanıltıcı idi. Yanlış ve yanıltıcı bilgi kitlelere sopa ve havuç metodlarıyla dayatıldı, çalışma hürriyeti, serbest seyahat hakkı vs gibi temel insan hakları bu bilgiler esas alınarak sınırlandırıldı, bilgiye itibar etmeyen ve davranışlarını buna göre belirleyenler cezalandırıldı.
Tüm baskı ve linçlemeler karşısında cesaret gösterip üretilmiş olan yanlış bilgiye yanlış diyen Savcı Eyyüp Akbulut mesleğinden edildi, birkaç küçük kesim hariç kimse de savcı beyi desteklemedi, kendi yargı camiası dahi arkasında durmadı, barolar yaşananı görmezden geldi.
“Cemaatle namaz kılmak öldürücü virüsü yayıyor” bilgisini üretip cemaatle namaz kılmayı yasakladın. Camilerin kapısına kilit vurup Cuma namazlarına dahi engel oldun, buna itiraz eden müminleri de copladın. Sekülerler için vereyim örnek, yarın bilim kurulları “etrafa yayılan saç kıllarının hastalık yaydığını ve saçların etrafa yayılmaması için sokakta ve evde başı açık şekilde bulunulması yasaklanmalıdır” diye karar alsa, yöneticiler bu yasağı uygulasa, medya ve kolluk güçleri eliyle kitlelere dayatılsa, kabullenecek miyiz bunu? Sokakta bebelere dahi maskenin dayatıldığı ve kabullenildiği yerde gayet mümkün bu.
Hâkimler, suç unsuruna karar verirken bilginin yanlışlığı ya da doğruluğuna, “belirlenmiş olan doğru bilgiyi” kıstas alarak karar veriyor. Kendi belirlediğin bilginin doğru olduğunu bir kanun gibi dayatırsan hâkim adil olmuş gayri adil olmuş ne farkeder? Asıl problem hâkimler değil ki. Hâkimler “dünya dönmüyor” bilgisini esas aldıkları için asılmasına karar vermedi mi Galileo’nun? Buradan siyaset felsefesine de yol alabilirsiniz. Yola şu soruyu sorarak başlayın; Toplum adına kimler söz söyleme hakkına sahip? Ve bu hakkı nereden alıyorlar?
One thought on “DOĞRU BİLGİYE KİMLER KARAR VERECEK?”