AKP, ÇOLUK ÇOCUK DEMEDEN MÜSLÜMANLARI KATLEDEN HAÇLI-BATI İŞBİRLİKÇİSİ FİLİPİNLER VE NİJERYA’YA KATLİAMLARDA KULLANILMAK ÜZERE HELİKOPTER SATIYOR

TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil, Filipinler’e 4 adet T129 ATAK helikopterinin teslimatının yapıldığını, 1 adet helikopterin de şu anda teslim aşamasında olduğunu kaydetti. Kotil, Filipinler’in ardından Nijerya’ya helikopter teslimatlarının 2023 yılı itibarıyla başlanacağını söyledi.

Evet, helikopter, insansız hava aracı yapıyoruz ve bunları daha sonra çoluk çocuk demeden müslümanları öldürmek üzere kullanmaları için Haçlı Batı’nın işbirlikçisi rejimlere satıyoruz.

Daha önce insansız hava aracı sattığımız ve şimdi de helikopter satacağımız Nijerya’ya bir göz atalım mesela…

Nijerya ordusu, 17 Ocak 2017 tarihinde ülkenin kuzeydoğusundaki Borno eyaletinin Rann yerleşimi yakınında bir hava saldırısı düzenledi. Ülkenin şeriat düzenine göre yönetilmesi mücadelesi veren

Boko Haram’ı hedef aldığı iddiasıyla düzenlenen saldırıda bir mülteci kampı vurulmuş, çoğu çocuk yaklaşık 170 sivil yaşamını yitirmişti. The Intercept tarafından yürütülen araştırmalar sonucunda, saldırının “ABD Nijerya ortak operasyonu” olduğu, ABD’nin hem saldırıya istihbarat sağladığı hem de operasyonel destek sunduğu ortaya çıktı. Savaştan kaçan mültecileri barındıran kampa yönelik saldırıda en az 35 bina yıkılacaktı. Tüm bunların ötesinde, kampın varlığı ordu güçlerince bilinmesine ve ordunun bölgede konuşlu bulunmasına rağmen saldırının düzenlenmesi, sivil katliamında kasıt olduğu düşüncelerine yol açtı. Saldırıdan yalnızca birkaç ay sonra ABD’nin Nijerya’ya daha fazla savaş uçağı satması da dikkatleri çekmişti. ABD’nin Afrika’daki insan hakları ihlallerinden dolayı tepkilerin yoğunlaşması üzerine işbirlikçi rejimler Batı’nın bizzat kendisi yerine, kullanacakları farklı unsurları ikame etmeye çalışıyor. Katil Amerika ve Batı mümkün olduğunca faaliyetlerine perde arkasında devam ederken, perde önüne ise, kendisi adına, kendi emellerine hizmet edecek unsurları sürüyor.

Mepa News’te yer alan haberdeN takip edelim:

2020 yılının temmuz ayında bir öğleden sonra odun topladıktan sonra evine dönemkte olan Kaka,

ileri doğru baktığında, bir su göletinde çoğu Nijerya ordusu kamuflajı giymiş bir grup silahlı kişiyi gördü. Askerler yerde yüzüstü yatan ve annelerinin başında ağlayan çok sayıda çocuğun başında durmuşlardı. Hemen yakınlarında, kimileri bebeklerini sırtlarına bağlamış annelerin de bulunduğu birkaç yetişkin yüzükoyun yatıyordu. Bazıları Allah’a dua ediyordu. İkisi ya da üçü çoktan ölmüştü; askerler üç kişiyi daha vurdu. Kaka, önce kadınları, sonra da çocukları öldürdüklerini ve çığlıklarını kurşun yağmuruyla bastırdıklarını söyledi. Askerlerse cesetleri önceden kazılmış bir mezara sürüklemiş, üzerlerini toprakla örtüp buradan uzaklaşmışlar.

Kaka, o gün su göletinde en az 10 çocuğun ve birkaç yetişkinin ordu tarafından topluca vurulmasının ayrıntılarını anlatan beş canlı şahitten biri.

Daha önce rapor edilmemiş olan bu katliam, Nijerya ordusu ve ordu destekli müttefik güvenlik güçlerinin ülkenin kuzeydoğusundaki cihat yanlılarına karşı 13 yıldır sürdürdüğü savaş sırasında çocukları katlettikleri örneklerden sadece biri.

Askerlerin yanı sıra hükümet tarafından istihdam edilen silahlı muhafızlar, komutanlarının kendilerine defalarca çocukları “silme” emri verdiğini, çünkü bu çocukların “Boko Haram veya IŞİD uzantısı militanlarla iş birliği yaptığı ya da isyancı babaların lekeli kanını miras aldıklarını söylediklerini” aktardı.

Tanıklara göre, çocukların kasıtlı olarak öldürülmesi bölgede giderek artan bir durum.

Reuters’a konuşan 40’tan fazla kaynak, Nijerya ordusunun çocukları hedef alıp öldürdüğünü ya da bir askeri operasyon sonrasında çocukların cesetlerini gördüklerini söyledi.

Kaynaklar arasında hem ebeveynler hem de sivillerin yanı sıra çocukların katledildiği onlarca askeri operasyona katıldığını belirten askerler de yer alıyor.

“Onları çocuk olarak görmüyorum, Boko Haram olarak görüyorum… Eğer onları yakalarsam, vurmam, boğazlarını keserim. Bundan zevk alıyorum.”

“Ordu yönetimindeki altı operasyonda çocukların çoğu vuruldu. Bazıları ise kaçarken sırtından vuruldu…”

Askerler çocukları öldürmek için bir dizi yöntem kullanmış.

Tanıklar, Nijeryalı askerlerin çocukları zehirlediği ve boğduğu özel durumları da ayrıntılı olarak anlattı.

20’li yaşlardaki Yagana Bukar, bir grup kadın ve çocukla birlikte Boko Haram’dan kaçtıktan sonra iki askerin dört aylık ikiz erkek çocuklarını kendisinden aldığını ve önünde boğduklarını söyledi.

“Askerler bebekleri öldürdüklerini, çünkü onların Boko Haram’ın çocukları olduğunu, insan olmadıklarını söylediler.”

Bukar’ın anlattıkları eski bir esir arkadaşı tarafından şu sözlerle teyit edildi:

“Eğer dikkatli olmazsam ve sessiz kalmazsam beni de öldüreceklerini söyleyerek tehdit ettiler.”

Bazı ebeveynler, çocuklarının ordu tarafından alınıp bir daha geri getirilmediği için acı içinde bırakıldıklarını aktardı. Uzun süredir kayıp olan çocuklarının ölü mü sağ mı olduğundan emin olamadıklarını dile getirdiler.

“Lütfen elinizden geleni yapın.” diye bir muhabire yalvaran bir baba, 14 yaşındaki oğlunun 2019 yılında Kukawa’da yaşanan bir olayda askerler tarafından alıkonulan ve bir daha kendilerinden haber alınamayan sekiz çocuktan biriymiş.

Çaresiz baba, gözyaşları içerisinde “Bu durum duyulsun ki oğlum hayattaysa bize geri dönebilsin.” dedi.

Uluslararası Af Örgütü 2015 tarihli bir raporunda, Nijerya ordusu ve müttefik güçlerinin çatışmalarda esir alınan bin 200’den fazla erkek ve erkek çocuğun acımasızca öldürdüğünü bildirmişti.

Nijerya hükümeti ise Af Örgütü’nün yargısız infaz ve diğer savaş suçlarına ilişkin suçlamalarına yönelik raporu sonrası başlatılan soruşturmayı, “askerlerinin herhangi bir suistimalini destekleyecek yeterli kanıt bulamadığı” iddiasıyla kapatmıştı.

Reuters tarafından yapılan araştırma, Nijeryalı askerlerin ülkenin kuzeydoğusundaki savaş bölgelerinde her yaştan çocuğu hedef aldığını, çünkü ordunun çocukların terörist olduğu ya da (büyüdüğünde) terörist olacağını varsaydığını ortaya koydu.

Soruşturmada, “Askerler bebekleri ve küçük çocuklar ile annelerini militanlardan kurtardıktan sonra öldürmek için seçmişler; evlere ve pazar yerlerine yapılan baskınlarda gençleri sorgulamak ve öldürmek için toplamışlar; ya da hayatta kalan olmaması amaçlanan terörle mücadele operasyonlarında yetişkin sivillerle birlikte çocukları da katletmişlerdir. Hatta komutanlar kasabaların isyancılardan temizlenmesini emrettiğinde, askerler çocukların hayatlarının bağışlanmayacağını anladıklarını ve bazen bunun kendilerine açıkça söylendiğini belirttiler” ifadeleri yer aldı.

Yagana Bukar, dört yıl önce isyancılardan kaçtıktan sonra yedi kadın ve dokuz çocukla birlikte bir sakız ağacında saklandığını dile getirdi. Askerler gruba yaklaştığında, önce onların Boko Haram olmasından korkmuş.

Ancak askerlerin kendisine güven verdiğini söyledi. Askerler Nijerya ordusundandı ve grubu kaçırıldıkları aileleriyle yeniden buluşturmak için gelmişler.

Bir yılı aşkın süredir isyancıların elinde olan ve Çad Gölü kıyısındaki memleketi Baga’ya dönmek için sabırsızlanan Bukar, diğer kadın ve çocuklarla birlikte askerlerin kamyonuna binmiş.

Biraz yol aldıktan sonra askerler durmuş. Bir asker Bukar’dan 4 aylık ikizlerinden biri olan Sani’yi kendisine vermesini, çocuğun sağlıklı olup olmadığını kontrol etmek istediğini söylemiş.

Asker daha sonra bir eliyle bebeğin ağzını ve burnunu kapatmış. Bebek tekmelemeye başlamış.

İkinci asker diğer ikizi Musa’yı alarak onunla oynamak istemiş. Asker sırtını dönmüş ve…

Ardından hareketsiz kalan her iki bebeği de kucağına geri teslim edilmiş…

Bukar, “Askerler (bebeklerimin) uyuduklarını söylediler. Çocuklar uyumuyordu ve askerlerin yaptıklarını gördüğüm için ağlamaya başladım.” diye konuştu.

“Onları lanetledim, bize ihanet ettiklerini, bize yalan söylediklerini söyledim. Şimdi de bizi buraya, çalılıkların arasına getirdiler ve çocuklarımızı öldürdüler. Onları asla affetmeyeceğimi söyledim.” sözleriyle çocuklarının elinden alınıp boğulduğunu ve bebeklerinin cansız bedenlerinin kendisine tekrar teslim edildiğini anlattı.

Bunun üzerine askerlerden biri kendisine tokat atmış.

Yaşadıkları acı dolu anı anlatmaya devam eden Bukar, askerlerin kalan yedi çocuğu çalılıklara götürdüğünü dile getirdi.

Silah sesleri duyulmuş. Askerler geri döndüğünde diğer kadınlar çocuklarının nerede olduğunu sormuşlar.

Bukar askerlerin, “Çocukları unutun, onlar artık yok.” dediğini hatırladığını ifade etti.

Bukar’la birlikte eski esirlerin bulunduğu grupta yer alan Bintu İbrahim, askerlerin Bukar’ın iki çocuğunu da götürdüğünü gördüğünü söyledi ve ekledi:

“Her iki çocuğun da ağzının ve burnunun kapatılmasını izledi ve her ikisi de ölü olarak geri gönderildi”

Çalıların arasından gelen silah seslerini kendisinin de duyduğunu, askerler döndükten sonra diğer kadınların çaresizce onlara neler olduğunu sorduklarını ve askerlerin diğer çocukları da öldürdüklerini itiraf ettiklerini aktardı.

Askerler çocuklardan birkaçına iğne yapmış ve onları başka bir odaya götürerek kapıyı arkalarından kapatmış.

Ardından 28 yaşında olan Felerin endişelenmiş ve askerlere “İki çocuğum nerede?” diye sormuş.

Felerin 2 yaşındaki oğlu Sadık’ın kapının ardından, “Anne, anne!’ diye bağırdığını duyabiliyordum.” diyor.

İçeri girmeyi başardıktan sonra bir oğlunun öldüğünü, Sadık’ın da ölmek üzere ama kendisine sarılmaya çalıştığını belirtti.

Felerin, odada en az 10 çocuğun ya ölü ya da ölmek üzere olduğunu gördüğünü söyledi.

NİJERYA ORDUSU KATLİAMLARINA BİR EK DAHA

Nijerya ordusu, daha bundan 10 gün önce, 18 Aralık günü ülkenin kuzey kesiminde düzenlenen ve en az 62 sivilin canına mal olan hava saldırısına ilişkin soruşturma başlattı.

Nijerya’nın kuzeybatısındaki Zamfara eyaletinin Maru bölgesindeki Mutumji yerleşimine düzenlenen hava saldırılarında silahlı haydutların vurulduğu öne sürülmüştü.

Ancak saldırıda onlarca sivilin öldürüldüğü ortaya çıkmış, ordu kaynakları haydutların sivilleri canlı kalkan olarak kulladığını iddia etmişti.

En az 60 sivilin saldırılarda yaşamını yitirdiğini kabul eden Nijerya yönetimi, olayın soruşturulması için bir kurul oluşturduğunu ifade etti. Bölgede son dönemde yaşanan çatışmalarda ordu güçlerinin kayıplar verdiği ve bu sebeple sivil alanların gelişigüzel bombalandığı da iddialar arasında.

Nijerya ordu güçleri, ülkenin Müslüman nüfusa ev sahipliği yapan kuzey kesimlerinde sıklıkla sivilleri hedef alan saldırılara imza atıyor.

Geçtiğimiz süreçte, söz konusu katliamlardan birinde ABD’nin de rolü olduğu bilgisi ortaya çıkarılmıştı.

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Adımlar Dergisi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et