HAK ARAMA GÜNLÜĞÜ: DEPREMZEDELER, KÖYLÜLER, EYT’LİLER

BİR YIL KALIN DEDİLER, ŞİMDİ ATIYORLAR; DEPREMZEDELER FERYAT EDİYOR

Eskişehir’de Hızırbey KYK yurtlarında kalan depremzedelerden yurtları boşaltmaları istendi. Depremzedeler, yurttan çıkarılmalarına ilişkin karara tepki gösterdi.

Bir depremzede, “Ben iki çocuk okutuyorum. Bir engelli yakınım var. Ben onlara bakmak zorundayım oraya dönemem. Artık devletimizden ümit kesildi” dedi. Yurtta kalan bir depremzede ise, dönemin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun kendilerine vaatlerde bulunduğunu belirterek, “Siz 1 yıl boyunca kalacaksınız’ dedi. ‘Ne istiyorsanız size yapacağız’ dedi. Bize söz verdikten sonra böyle kapı dışarı etmek…” diye konuştu.

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer ise depremzedelerin KYK yurtlarından çıkarılmak istenmesini “vicdansızlık” olarak nitelendirdi. Çakırözer şunları söyledi:

“Buraya depremden sonra 2 binin üzerinde depremzede gelmişti. Şu an burada kalan depremzedelerin yüzlercesine yarından (bugünden) itibaren burayı boşaltmaları isteniyor. Valilikle konuştular. Onlar ‘boşaltacaksınız boşaltmazsanız burada size yemek yok. Hiçbir hizmet yok…’ Burada kağıtlar imzalatılmış depremzedelere ‘ya konteyner vereceğiz ya da 3 bin TL kira yardımı yapacağız’ denmiş. Ama ne Eskişehir de ne deprem bölgelerinde 3 bin liraya ev bulma şansı hiçbirinin yok. Kendilerine verilmiş sözler var. Buraya gelen Bakanların da kendilerine ‘1 yıl burada kalabilirsiniz’ diye verdiği sözler var. Ama bu sözler unutulmuş. 24 saat içinde burayı tahliye etmeleri isteniyor. Bu yapılan vicdansızlıktır. Bu yapılan insafsızlıktır. Buradan çağrımız, kendi imkanlarını yaratana kadar devletin sahip çıkması gerekir. Buradan çıkarılmaları kabul edilemez. Bunun mutlak surette çözülmesi lazım. Onlara ’24 saat içinde burayı terk edin’ demek devlet ciddiyetiyle vicdanla, adaletle, hukukla bağdaşmaz. Buradan çağrıda bulunuyorum. Bugüne kadar bu sözleri verenlere, ‘bir yıl burada kalacaksınız merak etmeyin’ diyenlere çağrımız mutlaka buna bir imkan verilsin, buna bir hal çaresi bulunsun. Burada kalmalarına izin verilsin.”

İş yok, kalacak yer yok, sadece 3000 lira kira yardımı ile kapı insanları dışarı et…

3000 liraya ev mi kaldı?

Sadece deprem bölgesinde değil başta deprem bölgesi ve çevresinde olmak üzere tüm Türkiye’de kiralar ne hâle geldi. Isparta’da bir yakınımız, 1500 liraya oturduğu evden çıkmak zorunda kaldıktan sonra 11000 liraya ev bulabildi. Maraş’ta geçen sene 2-3000 lira kirya giden evler depremden sonra 8-9000 liradan aşağı değil. Evleri yıkılan insanların bir çoğu, yeni yapılan evlere taşınamayacak. Zira evlerin taksidini ödeyecek geliri yok bir çok insanın. Birçok insan depremde yıkılan evlerini yıllarca didinip almışlar, zaten borçlanmışlar. Şimdi yeniden borçlandırılacaklar. Depremden sonra esas can yakıcı günler sonbaharla birlikte, havaların soğumaya yüz tutmasıyla yaşanmaya başlayacak.

AKBELEN’DE AĞAÇLARIN KESİLMESİNE KARŞI ÇIKAN İKİZKÖYLÜLERİN EYLEMİ 7. GÜNÜNDE SÜRÜYOR

Muğla’nın Milas ilçesinde, YK Enerji’nin maden sahasını büyütmek için Akbelen Ormanı’ndaki ağaçları kesmesine yönelik protestolar 7’nci gününde devam ediyor.

Çevreciler ve İkizköylüler, “Katil Limak, Akbelen’den defol” sloganı ile bugün ormanda yürüyüş yaptı. İkizköylü Necla Işık, 7 gündür engellemelere rağmen kitlesel şekilde eylem yaptıklarını dile getirerek, “Bugün 7’nici gün. 7 gündür engellemelere rağmen bu kadarız. İkizköylüler adına, kendi adıma şunu iletmek istiyorum. Buraya geldiniz, bizim için geldiniz. Allah razı olsun, acımızı paylaşıyorsunuz” dedi.

3000 Aile rejiminde AKP, askerlere ana babalarını joplatıp, göz yaşartıcı gazla köylülerin protestosunu kırmaya çalışıyor.

ANTAKYA- DİKMECE KÖYLÜLERİ TOPRAKLARI İÇİN DİRENMEYE DEVAM EDİYOR…

Antakya’nın Dikmece köylüleri, TOKİ’nin kalıcı konut yapması için zeytinlik ve tarım arazilerinin kamulaştırılmasına karşı direnişlerine bugün de devam etti. Köylüler, kamulaştırılma kararı verilen tarım arazilerinde toplanarak köy meydanına doğru alkışlarla yürüdü. Çiftçilerden Aysel Sabahat Olgun, “Burada toplanmamızın amacı bütün arazilerimizin alınması. Şu an benim 35 dönümüm gitmiş durumda. Diğer tarım alanlarımız, zeytinliklerimiz ve oturduğumuz yerler hepsi risk altında. Burada toplanmamızın amacı birlik, beraberlik içerisinde bu toprakları vermemek. Bizim gelir kaynaklarımız, tarım alanlarımız” dedi.

Deprem bölgesinde yeni konut yapımı için orman alanları ile zeytinliklerin imara açılmasını öngören düzenlemenin 14 Temmuz’da TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilmesinin ardından deprem bölgesi Hatay’da tarım arazilerine konut yapımı için adımlar atılmaya başladı.

TOKİ’nin kalıcı konut yapması için Hatay’ın Antakya ilçesinin Dikmece köyü arazisinin bir bölümü için kamulaştırma kararı alındı. Jandarma eşliğinde iş makinaları ile dün köylülerin tarım arazilerine girildi. Arazilerine iş makinalarını sokmayan köylüler önlerine barikat kuran jandarmayı alkışlarla protesto ederken, köylülerin direnişi üzerine iş makinaları geri çekildi.

Köylüler bugün de aynı iş makinalarının arazilerine girmelerine karşı sabahın erken saatlerinde tarım arazileri ve zeytinliklerinde toplanarak nöbet tutmaya başladı. İmara açılan zeytin bahçelerinde toplanan köylüler, köy meydanına yürüyerek kararı protesto etti. Bazı köylüler de traktörleriyle alana geldi.

Tarım arazileri, zeytinlikler, bağlar, bahçeler, kömür çıkartmak için, ev yapmak için talan ediliyor. Oysa bu araziler insanların geçim kaynağı ve kömür veya ev yapmak için daha makul çözümler bulunabilir. Tarım arazisini birkaç sene sonra tükenecek kömür veya ev için yok etmek hangi aklın kârı? Kömür de bulunur, ev yapacak arazi de ama toprak elden giderse bir daha geri gelir mi?

EYT’LİLER İSTANBUL’DA EYLEM YAPTI: “SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNİN MAĞDUR ETTİĞİ YASALAR DEĞİŞTİRİLENE KADAR BURADAYIZ”

EYT Federasyonu, düşük emekli maaşlarına, sigorta primlerinden dolayı yaşanan mağduriyetlere ve hâlâ bağlanmamış olan emekli maaşlarına tepki göstermek için bugün Kadıköy’de eylem düzenledi.

EYT Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Arzu Lastikci, şunları söyledi:

“YANLIŞ POLİTİKALARIN FATURASININ BİZLERE KESİLMESİNİ REDDEDİYORUZ: Bizler, yıllarca onur ve şerefiyle ülkesine hizmet etmiş, vatandaşlık görevlerini yerine getirmiş, vergilerini ve primlerini peşinen ödemiş işçi, emekçi ve emeklileriyiz. Yaklaşık 16 milyon emeklinin hem yüksek enflasyon karşısında alım gücünün hiç edildiği bu ücret ve zamları hem de yanlış yönetilen politikaların faturasının bizlere kesilmesini reddediyoruz. Asgari ücretin de gelinen süreçte en düşük memur maaşından az olmamasını, özellikle mutfak ve gıda enflasyonunda rakamların kontrol altına alınmasını, en yüce değer emek sahiplerine hak ettiği önem ve değerin verilmesini, rahat edeceği dönemde içinde bulunduğu ağır ekonomik şartlar sebebiyle çift dikiş hatta üç dikiş yapacak duruma getirilmeden isteklerimizin yerine getirilmesini talep ediyoruz.

EMEKLİ MAAŞLARINDA YAŞANAN SEFALET ÜCRETLERİNİN SEBEBİ, AYLIK BAĞLAMA ORANLARIDIR: Bir ülkenin itibarı, vatandaşının refahıyla ölçülür. Bugün bağlanan emekli maaşları, asgari ücretin de altında bağlanarak emekli maaşı olmaktan çıkmış, sosyal yardıma dönüşmüştür. Çalıştıkça düşürülen emekli maaşları değil; çalıştıkça, prim ödendikçe yüksek emekli maaşı alınacak sisteme geçiş yapılmalıdır. Bugün emekli maaşlarında yaşanan sefalet ücretlerinin başlıca sebebi, aylık bağlama oranlarının düşüklüğüdür. EYT mağduriyeti, 8 Eylül 1999 tarihinde çıkarılan ve geriye doğru işletilen 4447 sayılı Yasa’yla başlamıştır. Emekli olmanın iki şartı olan hizmet yılı ve prim gününe üçüncü şart olan yaş haddi de eklenerek 2 ila 17 yıl arasında mağdur edildik.

VERİLEN SÖZLER TUTULMAMIŞTIR: Yıllar sonra tozlu raflardan çözüm masasına alınan EYT sorunu, bir yılı aşkın süredir kamuoyunda deklare edildiği gibi kökten çözülmemiştir. Verilen sözler tutulmamıştır. Emeklilik dilekçesini uzun bir işsizlik sürecinden sonra verenler, aylardır nasıl geçiniyor? Primi eksik olup da bankalardan kredi çekerek Sosyal Güvenlik Kurumu’na borçlanma yoluyla primlerini tamamlayanlar, kredi borçlarını nasıl ödüyorlar? Ödeyemiyorlar.

SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNİN MAĞDUR ETTİĞİ TÜM YASALAR DEĞİŞTİLENE KADAR BURADAYIZ: Normalde ayda 40 ila 50 bin emeklilik başvurusunu onaylayan kurum, çıkacak yasa akabinde yapılacak başvurularda nasıl bir önlem aldı? Almadı. Bu kutsal alın teri mücadelesini verirken de eğilmeden, bükülmeden dava yoluna baş koyan, hiçbir menfaat gözetmeksizin gece gündüz emek veren EYT Federasyonu olarak, sosyal güvenlik sisteminin mağdur ettiği tüm yasalar değiştirilene kadar buradayız, her yerdeyiz.”

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: