KORKAKLAR BİR ŞEY YAPAMAZ!

Ahmet ÖLÇÜLÜ

Adamlar 20 senden fazla olmuş iktidardalar…

1999 depreminden sonraki ortamda gelip iktidar koltuğuna oturdular.

Depremlerin olacağı, on binlerce kişinin tedbir alınmazsa öleceği zaten belliydi.

Ne yaptılar?

Hiç!

Seyrettiler.

Depremde yıkılacağı belli olan, onbinlerce insana mezar olacağı raporlarda yazılı, ovalardaki yapıları boşaltmayı göze alamadılar.

Korktular.

Koltuklarını kaybedecek olmaktan korktular.

Koltukları, insanların cannıdan değerliydi.

Şimdi ölülerin üzerinde nutuk atıyorlar.

Depreme şöyle dayanıklı binalar yapacaklarmış da, böyle yapacaklarmış da…

Ölenlerin, ölümüne göz yumduklarınızın hesabını niye vermiyorsunuz?

Hesap vermesi gereken değil misiniz?

Tek suçlu müteahhitler mi?

Peki Erzin’de tek bir ölü niye yok, müteahhitler mi çok iyi, yoksa siyasetçi koltuğunu değil de vatandaşı düşündüğünden mi?

Şu kadar bina yıkıldı, ekserisi eski imar iznine uygun yapılmış binalar. İmar izni verenler değil, yapan müteahhitler tutuklanıyor. Esas suçlular müteahhitleri günâh keçisi yapıp kendilerini kurtarmaya çalışıyor. Ödlek, korkak, alçak adamlar. Hoş, bu müteahhitler de bu adamların üyeleri, parti yöneticileri, ihale takipçileri ya. Mekri İlâhî ama Allah’ın hesap sorması başka, kulunun hukuk ve adalet mücadelesi başka. İnsan mekri ilâhî’ye sığınamaz, kulluk mesuliyetinin gereğini yapmakla mükellefiz.

Bizim canlarımız enkaz altında kaldı ise, o binalarda insanlarun yaşamasına kim göz yumdu?

Müteahhide demişsin ki, şu standartta bina yap, ruhsat vermişsin, denetlemişsin. Yapmış. Bina ruhsata, tekniğe uygun ama yıkılmış. Niye? Ya eski ve eksik bina standardına göre yapıldı veya denetlenmedi, müteahhit çaldı, siyaset göz yumdu.

Ama ekserisi standarda uygun olmakla birlikte standardın yanlış olmasından dolayı, eski standarda göre yapılmış olan eski binalar.

Bu binaların yıkılmasının ve ölümlerin sorumlusu müteahhiter ilân edilemez.

Evet, zamanında izin verdikleri, verilen binalar yıkıldı ve şimdi de bunların enkâzı altında müteahhitler feda edilerek koltuklarını kurtarmaya çalışıyor ödlek ve korkak tayfa. Bu binaları boşaltmaları gerekirken boşaltmaktan, oturamazsınız demekten korktukları için insalar öldü.

“Bu insanları evlerinden alıp konteynerlere yerleştirelim, yıkılmayacak olanlar yapılana kadar oralarda iskân edelim, can kaybı olmasın da isterse bize oy vermesinler” diyemedikleri için insalar öldü. Yani koltuk sevdasından insanlar öldü. Elleri kanlı, dişerinden kan sızan sırtlanlar karşımıza geçip nutuk atıyor, depreme dayanıklı evler yapacaklarmış… Onu yapacakalrmış, bunu yapacaklarmış… Breh, breh, breh… Giden canları getirebilecek misiniz? Sevdiklerimizi elimizden aldınız, bile isteye canlarını vermelerine göz yumdunuz. Siz bizi sevdiklerimizden ayırdınız da biz sizi en sevdiğiniz koltuklarınızdan edip hesap sormaz mıyız!

Yaşıyorsak Kumandan’ın, Ünsal’ın ve ölümünden mesul olduğunuz tüm masumların hesabını sormak için.

Adalet Mutlak’a!..

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: