ŞEYTANÎ MEDENİYET VE DUGİN
Selim GÜRSELGİL
Rus düşünür Aleksandr Dugin’den harika tespitler: “Batı Medeniyeti Şeytanî bir Medeniyettir.”
Bir yıl önce Cumhurbaşkanı, ruhun maddeye üstünlüğü de dahil olmak üzere geleneksel değerlerin savunulmasına ilişkin bir kararnameyi kabul etti. Bu kesinlikle olağanüstü! Rusya’nın geleneksel değerleri, dilerseniz ideâlizm, dindarlık, ruhun hâkimiyeti olarak kabul ediliyor.
Ve elbette, eğer kendimizi -henüz kesin olarak olmasa da giderek daha fazla- geleneksel değerlerin taşıyıcıları olarak anlamaya başlarsak, o zaman bu tam da kendimizde yeni keşfetmeye başladığımız bu geleneksel değerlerin karşısındadır. Yeni anlamaya, idrak etmeye ve savunmaya başladığımız bu değerler karşısında elbette Batı değerleri saf Satanizm gibi görünüyor. Onlar tam tersidir. Maddenin ruhtan daha öncelikli olduğu, insanın yalnızca dış dünyanın fikrî bir yansıması olan biyososyal bir varlık olduğu fikrine dayanıyorlar. Batı insanı, inisiyatifi insan sonrası bir türe, transhümanist yapılara, siborglara, sunî zekaya devretme konusunda son aşamaya gelmiş, evrimleşmiş bir hayvan olarak algılıyor. Ve bunun hazırlık ve ısınma aşaması, insanların cinsiyetlerini kendi istekleriyle değiştirdikleri ve yakında tür değiştirecekleri, insan, makine ya da hayvan olmak arasında seçim yapacakları -ki bu zaten çoktan yapılmıştır- toplumsal cinsiyet politikasıdır. Batılı isimler tarafından en üst seviyede ciddi biçimde tartışılıyor.
Batı’nın canavarca bir şey olduğunu ve gözümüzün önünde insan türünden koptuğunu keşfeden Rusya, ondan yüz çevirdi. Yerel bir sorun olan Ukrayna ile yaşanan çatışma bizi birdenbire temel bir sonuca götürdü: Batı yanlış yöne gidiyor, insanlığı uçuruma sürüklüyor ve bununla yüzleşmemiz gerekiyor.
(Rusya’nın yaşayan en büyük düşünürü kabul edilen Dugin, Türkiye’ye geldiğinde, ilk iş olarak Abdülhakîm Arvasî Hazretleri’nin kabrini ziyaret etmişti. Bunu da bir hafıza tazeleme olarak not düşelim.)