“POLİTİKA BİÇARESİ ALMANLAR”

Ayhan SÖNMEZ

Yazı başlığı Üstad Necip Fazıl’a ait bir tabirdir ve Almanya’nın Birinci Cihan Harbi’nde başta Osmanlı’yı yanına çekmek sûretiyle altından kalkması zor bir yükün altına girmiş olması dâhil, izlediği yanlış strateji ve yanlış politikaların sebebini izâh etmek için kullanılmıştır. Almanya, Osmanlı’dan kendi yükünü hafifletmesini beklerken, tam tersi oldu… Tarihî durumlar benzemese de “politika biçaresi” teşhisi bugünkü Almanya’nın vaziyetine de projeksiyon tutmaktadır.

Dün Osmanlı’yı yanına alırken, bugün Amerika’nın dümen suyundan ayrılamazken politik biçare…

Bir haber:

“Amerika, Ukrayna’ya askerî yardımı koordine etmek amacıyla Almanya’da komuta merkezi kuracak!..”

Almanya’nın bütün gelecek hayalleri bitti artık, başı gerçekten büyük belâda. Bu sadece patlatılan Kuzey Akım gaz hattı ve Rusya ile alâkalı değil; aynı zamanda Çin ile de alâkalı. Çin’in Avrupa’daki hareket alanının Amerika tarafından daraltılması, onu daha içe kapanır hâle getirdi ve bu Almanya için kâbus oldu. BMW ve VW’nin Çin’deki satış ve üretim payı arttıkça, Almanya ona daha da bağımlı hâle geliyor. Almanya devletinin kendi şirketleri üzerinde etkisi kalmıyor. Şirketler bir nevi yeni kocaya kaçmış oluyor. Bu şirketler üzerinden hem Çin’e bağımlı hâle geliyorlar, hem de acınacak bir vaziyette Amerika’ya muhtaç…

Her şey süt limanken, Yeşilcilerin gazına gelip militarizmi bu kadar öldürür, yeşil diye, yenilenebilir enerji diye tüm dünyaya artistlik yapıp, orduyu bu kadar pasifize edip multikültürel takılırsan, sonuç bu olur!..

Almanya nüfûsu takriben 70 milyon, bunun üçte biri de gerçek Alman değildir.

Almanya, ordusunu güçlü bir şekilde inkişâf ettirememesine bu bahaneyi ileri sürebilir. Ayrıca diyebilir ki, “Amerikan yumruğu İkinci Cihan Harbi’nden beri sırtımdan hiç inmedi.” Doğrudur bütün bunlar; hatta üyesi olduğun hâlde NATO örtülü olarak seni daima aşağıda tutma politikası güder. Ama bütün bu maruz kaldığın olumsuzlukları kırabilecek imkânların da olmadı değil.

Doğu Almanya ile birleştiklerinde, kendilerine İkinci Cihan Harbi’nin mağlûbu diye biçilen ceza olan sınırlı asker bulundurma sayısının üst seviyesine rahatlıkla ulaşabilirlerdi. Hâlâ asker bulundurma sınırını yarı seviyede tutuyorlar. Yenildikleri düşman tarafından kesilen cezadan daha fazlasını kendi kendilerine çektiriyorlar.

Mesele sırf Amerikan baskısı da değil, politika körlüğü. Trump onlar için bir fırsattı, sürekli “askerî harcamalarınızı arttırın” diyordu. Hiç kaâle almadılar. Trump’a karşı, globalist dünya düzencilerinin sistematik kötüleme kampanyasına katıldılar.

Özetle Almanya “kendim ettim kendim buldum”u yaşıyor!

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d