DUGİN VE ÇOK KUTUPLULUK

Ayhan SÖNMEZ

Alexander Dugin’in dünya görüşüne ve onun Avrasyacılık persfektifi ve çok kutupluluk teorilerine göre, küresel gidişat bitmeyen bir güçler oyunudur. Medeniyetler sadece coğrafi varlıklar değil, aynı zamanda farklı, varoluşa dair ve epistemolojik modların temsil edildiği bir arenadır. ABD ve yardımcıları tarafından yönetilen Batı, İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden bu yana onlarca yıldır tek taraflı bir dünya düzeni dayatmaya çalıştı. Bu düzen öncelikle serbest ticaretin, ABD dolarına bağlılığın ve Amerikan çıkarlarıyla uyumlu bir dış politikanın düşünce çekirdeği etrafında döner. Bu Batılı paradigmalar, uzun süredir küresel bir düzenin temel taşları olarak hizmet ediyor.

Bununla birlikte, tarihin çarkı dönerken, bir zamanlar boyunduruk altına alınan, marjinalize edilen ve susturulan uluslar olan Küresel Güney’in, Dugin’in çok kutupluluk teorisinin kalbine giderek kendi hikayesini yazmaya başladığını fark ediyoruz. Dugin Hindistan’ın dış politika çıkışlarında, bu güney ülkelerine muzaffer erişimine, dijital ödemeleri kucaklamasına ve ABD doları hegemonyasından kopmasına dikkat çekerek etkili rolünü vurguluyor.

Brezilya’nın lideri Lula da Silva, Çin topraklarına ayak basarken derin bir varoluşa dair soruyu yineledi: “Dolar, her şeye kadir olduğunu kimin yetkisiyle iddia ediyor?” Bu arada, Tayland Bankası, Bahtın (Tayland parası) değerini belirlemek için çeşitli para birimlerini tasarlama ve böylece dolar ile olan göbek bağını azaltma sancıları çekiyor. Doğuda Endonezya, yeni dijital para kanallarına öncülük eden bölgedeki komşularıyla senkronize olarak yerel para birimi alanlarını güçlendiriyor ve böylece rutin işlemlerde doların bir zamanlar tartışmasız olan saltanatını azaltıyor. Ruh ve tarih açısından zengin olan Afrika kıtası, münferit bir paranın bayrağın altında birleşmenin eşiğinde…

Uluslar, büyük jeopolitik satranç tahtasında, Batı-Rusya ve ABD-Çin diyalektiği tarafından sunulan ikili seçimden kaçınıyorlar. Göze çarpan bir örnek, otuz iki devletin Şubat ayında Rusya’yı Ukrayna’dan çekilmeye çağıran bir Birleşmiş Milletler fermanı karşısında çekimser kalmayı seçmesiydi.

Gelişmekte olan dünyanın ulusları, çok kutupluluk ruhuyla, geçmiş sömürge yıllarının prangalarından kurtularak, egemenliklerini geri kazanmaya, kaynaklarının kontrolünü ele geçirmeye çalışıyorlar. Gana, Namibya ve Zimbabwe’nin lityum ve nikel gibi çok önemli kaynaklar üzerinde hakimiyet kurarak küresel ticaret dinamiklerini değiştirmesiyle bu tür değişim rüzgarları görülebilir.

Jeopolitik olarak, fark edilebilir bir tarafsızlık gelişiyor. İster Batı ile Rusya, ister ABD ile Çin arasındaki olsun, büyük güç çekişmelerinde çizgiyi aşmayı reddetmek, Dugin’in ulusların ve medeniyetlerin kendi yollarını belirledikleri çok kutuplu bir düzen iddiasını yansıtıyor. Bu tür bir tarafsızlık pasiflikten doğmaz, kökleri Avrasyacılığın asırlık bilgeliğine, kişinin kendi kaderinin efendisi olmasına dayanır.

Büyük güçlerin davranışları, anlaşılır bir şekilde, Küresel Güney’deki pek çok kişiyi hayal kırıklığına uğrattı. ABD siyasî alanındaki sürekli dalgalanmalar, Çin’in saldırgan duruşları ve Avrupa’nın Brexit çalkantıları, çökmekte olan tek kutuplu bir dünyaya işaret ediyor. Çin’e yönelik olumsuz görüşler yükselirken bile, ABD cazip bir alternatif konsept sunamayarak bocalıyor.

Dugin’in çok kutuplu geleceği, yalnızca jeopolitik yeniden yapılanmanın ötesine geçiyor; Batı’nın epistemolojik ve kültürel egemenliğine meydan okuyor. Kökleri kendine özgü gelenek ve değerlere dayanan çok sayıda medeniyet kutbunun, herhangi bir tek hegemonik gücü veya ideolojiyi reddederek uyumlu bir şekilde bir arada var olduğu bir dünya öngörüyor. Bu, her medeniyetin çeşitliliğine ve özgünlüğüne saygı duyan gerçek bir uluslararası diyaloğun yolunu açar. Özünde, Dugin’in çok kutupluluğu, geleneklere, manevi değerlere dönüşü ve Batı liberalizmini karakterize eden küreselliğin reddini vurgulayarak, bu küresel düzenin radikal bir şekilde yeniden şekillendirilmesini gerektiriyor.

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: