AKP SANSÜR YASASINI ÇIKARMADAN ÖNCE “TERÖRÜN ARKASINDAKİ GÜÇ” (*) OLAN AMERİKALILARLA GÖRÜŞMÜŞ
AKP Kahramanmaraş Milletvekili Ahmet Özdemir, TBMM Genel Kurulu’nda Sansür Yasası teklifinin görüşmeleri esnasında yaptığı konuşma ile gündeme damga vurdu. Önceki gün (13 Ekim) basın tarafından servis edilen konuşmada, Özdemir, yasa çıkmadan önce Amerikalılarla görüştüklerini, Venedik Komisyonuyla toplantı yaptıklarını, yaptıkları yasanın Haçlı emperyalist Batı yasalarıyla uyum içinde olduğunu, hatta Amerikalıların, bu yasanın kendi yasalarıyla örtüştüğünü söylediklerini aktardı.
Özdemir’in TBMM tutanaklarına geçen konuşmasını aşağıda aktaracağız. Bundan önce yazarımız Ayhan Sönmez’in, 5 Ekim tarihinde yayınlanan “SANSÜR YASASI, YENİ DÜNYA DÜZENİ, DEMOKRASİ” başlıklı yazısını da hatırlatmak isteriz.
(Sansür yasasının bir Haçlı demokrasisi konsepti olduğunu vurgulamak üzere, Ayhan Sönmez’in yazısında kullandığımız çizime de dikkat çekmek isteriz. Rahmetli Cevad Ülger Karamehmetler’in çizgisine…)
Sayın Sönmez, daha Ahmet Özdemir bu itirafları yapmadan çok önce, çıkacak sansür yasasının sadece Türkiye’nin iç düzeni ile ilgili olmayıp, ülkenin uluslararası yeni sisteme entegre edilmesi gayesi taşıdığını açıkça belirtmekteydi.
Nitekim Sönmez’in mezkur yazısından bir hafta sonra, Ahmet Özdemir TBMM kürsüsünde dile getirdiği itiraflarında, Haçlı Amerika ile birebir aynı düşünüp, aynı yasaları çıkartmakla, hatta daha da ileri gidip onlara örnek olmakla övünmüyor mu?
Esas mesele de burada, bir Türk ve müslüman olarak, düşmanla aynı şeyleri düşünüyor ve yapıyor olmaları… O zihniyetin kendilerinde yer etmiş, şuurlaşmış ve daha da kötüsü bunun ne demek olduğunu anlamak şöyle dursun bir de o şuurla yaptıklarıyla övünecek derecede idrakleri iğdiş olanlar elinde yönetiliyor olmamız.
Emperyalizme karşı olmak lâfla olmaz. Yarım oluşla olmaz. Tam oluş işidir. Şuur işidir yani, ideoloji işidir, sistem çapında mücadele işidir. Sistem çapında mücadele için de sistem şuuru gerekir.
Ne diyordu yıllar önce Batılılar?
-“Bizim Türkiye’nin nasıl yönetileceğine dair endişe etmemize gerek yok. Türkiye’de bizim gibi düşünen insanlar yetişmiştir ve yönetim onlardadır.”
Yine sansür yasasıyla ilgili olarak Sayın Av. Mehmet Tığlı’nın yazısını da tekrar hatırlatalım:
“Sosyal Medyaya Sansür başlığı ile haberleştirilen yasa mecliste sessiz sedasız geçiyor.
İktidarı bir kenara bırakırsak, muhalefetin bu yasaya karşı gürültü çıkarmamasının iki nedeni var:
İlki, muhalefetin de AB/D ye göbekten bağlı ve bu yasanın çıkmasını ABD ve AB istiyor. Küresel çetelere karşı gerçek muhalefetin önünü kesmek için. İstenmeyen çıkışların önüne geçmek denetlemek için.
İkincisi, AB ve ABD’nin bu isteği, iktidar ve muhalefetin işine geliyor ki muhalefet de gerçek bir muhalefete karşı muhalefet koltuğunu koruyabilsin.”
*
AKP’li Özdemir’in TBMM tutanaklarına da geçen şecaat arzeden konuşması ile İP’li ve CHP’li Milletvekilleri ile arasında geçen atışması:
AHMET ÖZDEMİR: Normalde önergemiz üzerine söz almayacaktık ama bazı şeylerin kayıtlara geçmesini istiyoruz, belki tarihe not düşmek, belki kayıtlara geçmesi gerekli olabilir çünkü hem Avrupa Birliğinin bakış açısı hem Venedik Komisyonunun çalışmalarıyla ilgili burada konuşuldu ama şunun bilinmesini istiyorum: Biz, Meclis kapanmadan önceki dönemde bu konuya ilgi duyan Amerikalı ilgililerle bu yasayı ve özellikle 29’uncu maddeyi konuştuk. Amerikan Büyükelçiliği Başmüşaviri, Uluslararası Politikalar Şefi…
ERKAN AYDIN (CHP): İcazet mi aldınız?
MAHİR ÜNAL (AKP): Yani onların talebiyle konuştuk.
ERKAN AYDIN (CHP): İcazet mi aldınız, ne yaptınız?
MAHİR ÜNAL (AKP): Onların görüşme talebiyle…
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (İP): Eyvah, eyvah! Amerikalılarla mı konuştunuz siz!
AHMET ÖZDEMİR (AKP): Onlar bizden bu yasayı…
ERKAN AYDIN (CHP): Ya, icazet aldınız.
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (İP): Ne yaptınız ya böyle.
AHMET ÖZDEMİR (AKP): Onlar bizimle bu yasayı görüşmek istediler.
ERKAN AYDIN (CHP): Her şeyi Amerika’ya sorun siz de ya!
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (İP): Eyvah, eyvah!
MAHİR ÜNAL (AKP): Venedik Komisyonu da geldi konuştu.
ERKAN AYDIN (CHP): Neyse tamam hadi, alabildiniz mi icazet onu söyle.
AHMET ÖZDEMİR (AKP): Sebebini de söyleyelim. Belki bu konuyu merak edenler vardır. Biz dünyada şu anda çok kullanılmayan, mevzuatı çok olmayan ama bütün insanların imkânlarından faydalandığı bir alana ilişkin düzenleme yapıyoruz. Bu yaptığımız düzenleme…
ERKAN AYDIN (CHP): Ne dedi Amerikalılar onu söyle, Amerikalılar ne dedi?
AHMET ÖZDEMİR (AKP): Az sabrederseniz söyleyeceğim.
“BİZ ONLARLA BU TOPLANTIYI BİRLİKTE YÜRÜTTÜK”
Daha sonra Venedik Komisyonuyla toplantı yaptık. O bugün burada zikredilen o raporların içeriğinde benim de görüşlerim var. Biz onlarla bu toplantıyı birlikte yürüttük, rapor yazıcıları burada, isimlerini aldım. Bir tek endişe dile getirdiler, raporda da onu yazmışlar: “Şu anda böyle bir yasa yapılmasının acelesi yoktu.” diye. Ama bir şey söyleyeyim size Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 10’uncu maddesiyle ilgili bir paragraf var komisyon raporunda.
Avrupa insan Hakları Sözleşmesi’nin 10’uncu maddesinin (2)’nci fıkrası ile bizim düzenlememizdeki 29’uncu maddenin metinlerini karşılaştırmanızı istiyorum. Bakın Venedik Komisyonu Raporu’nda orayla ilgili nasıl bir atıf yapmış. “Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu fikir sahibi olma, kamu mercilerinin müdahalesi olmadan ve sınırlandırmadan bağımsız olarak bilgi ve fikir alıp verme özgürlüğünü de kapsar. Bu özgürlüklerin kullanılması bazı görev ve sorumluluklarla birlikte geldiğinde kanunda öngörülen demokratik toplum, ulusal güvenliğin, toprak bütünlüğünün, kamu güvenliğinin çıkarları bakımından nizamsızlık ve suçun önlenmesi, sağlık ve ahlakın korunması, başkalarının itibar ve haklarının korunması gibi önlemler yasayla alınabilir.” diye Venedik Komisyonu kendi raporunda bunu gündeme almış.
“AMERİKALILAR ‘BİZİM DEZENFORMASYON YASAMIZLA SİZİN YASANIZ BİREBİR ÖRTÜŞÜYOR’ DEDİLER”
Bu yaptığımız düzenleme birçok ülkeye örnek olacak. Dolayısıyla bunu merak ettikleri için bizimle görüşmek istediler. Biz de bu yasanın içeriğini, özellikle 29’uncu maddeyi Amerikalılara anlattık. Sonunda şunu söylediler, konuşmalar kayıt altında, evraklara bakabilirsiniz: “Bizim dezenformasyon yasamızla sizin yasanız birebir örtüşüyor” dediler, toplantıyı öyle bitirdik.
“İÇİ BOŞ BİR SÖYLEM”
Şimdi, yaptığımız 3’üncü görüşme de Avrupa Parlamentosuyla oldu. Avrupa Parlamentosuna 29’uncu maddeyi onların hukukçularıyla beraber anlattım. Anlattıktan sonra “Bize bu böyle anlatılmamıştı. Bunu bir sansür yasası olarak değerlendirmiştik.” dediler. Ben size şunu söyleyeyim kıymetli milletvekillerim: Milletvekillerimizin burada yaptığı yorumlardan müstesna, dışarıda yapılan yorumlar üzerine söylüyorum: Bu yasayı “sansür yasası” diye ifade etmek içi boş bir söylem çünkü bu yasanın sansürle alakası yok. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar) Bu yasada sosyal medya kullanıcılarının, sosyal medyanın sınırlandığı söylemi içi boş bir söylem. Çünkü sosyal medya kullanıcılarının birbirleriyle yaptığı görüşmeler 29’uncu maddenin konusu değil. 29’uncu maddede bir özellik var. Bakın, baştan beri hep anlatıyoruz, Feti Bey de anlattı, bizim hukukçularımız da anlattı; bu bir somut tehlike suçu. Nereden anlıyoruz bunu? 29’uncu maddenin 4’üncü şartından anlıyoruz. Diyor ki: “sahada sonuç verdiğinde…” Yani kişinin düşünce açıklaması cezalandırılmıyor burada. Kişinin açıkladığı düşünce, gerçeğe aykırı bir bilgi toplumda bir infial uyandırmışsa, bir hareket oluşturmuşsa yani somut tehlike suçu kastımız bu. Bu hareket oluşmadığı sürece bu suç oluşmaz.
Bizim iddiamız şudur -onlara da anlattık, bunu makul karşıladılar- bu suçun konusu ve muhatabı basın mensubu olamaz.
Çünkü hiçbir basın mensubu gerçeğe aykırı olduğunu bile bile, toplumda infial uyandıracağını bile bile, toplumun sağlığını, kamunun güvenliğini, ülkenin iç ve dış güvenliğini tehdit edeceğini bile bile bir haber yapmaz. O yüzden bu suçun konusu basın mensubu olamaz, bunun böyle bilinmesini istiyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar) Farz edelim ki bir basın mensubu böyle bir haber yaptı, Türk Ceza Kanunu’nun 218’inci maddesinde özel hüküm var: “Basın mensuplarının fikir açıklaması ceza kapsamında değildir.” diyor.
Dolayısıyla, bilinen yanlışlarla, kalıplaşmış hamasi sözlerle bu yasayı değerlendirmeyin. Bu yasada yaptığımız çalışmayı hukuki olarak değerlendirin, hukukçularınızla bunu konuşun.
Biz bunu hukukçularla konuştuk, Avrupa’daki uygulamalarına baktık, dünyadaki iyi ve kötü uygulamalarına baktık ve bir örnek oluşturduk. Geri başa dönüyorum, niye bunu bizimle konuşuyorlar? Çünkü dünyaya örnek olacak bir sistem hazırlıyoruz.
(*) Daha önceki gün Süleyman Soylu, “terörün arkasında Amerika var!” derken, iktidar diğer taraftan çıkaracağı yasaları önce başta Amerika olmak üzere Türk ve İslâm düşmanı Haçlı terörist Batılılarla müzakere ediyor.